Drama-Skeç-Tiyatro-Oyun Sitesi

26 Eylül 2013 Perşembe

Sağlık Hastalık

SAĞLIK-HASTALIK

KARAGÖZ-Hastane önünde incir ağacı (annem ağacı)
Doktor bulamadı bana ilacı (annem ilacı)
Baştabip geliyor zehirden acı (annem vay acı)
Garip kaldım yüreğime dert oldu (annem dert oldu)
Ellerin vatanı vana yurt oldu (annem yurt oldu)
HACİVAT-Hayırdır Karagöz’üm pek yanık söylüyorsun bir durum mu var?
KARAGÖZ-Var! Sana ne?
HACİVAT-Olur mu Karagöz’üm derdini söylemeyen derman bulamaz. Söyle ki sana yardımcı olalım.
KARAGÖZ-Sen olamazsın, söylemem.

HACİVAT-Ayıp oluyor ama Karagöz’üm. Biz seninle komşuyuz, dostuz. İnsanlar zor günlerinde birbirlerine maddi manevi destek olurlar.
KARAGÖZ-Olmaz gene söylemem. Hiç de komşular, dostlar yardımcı olmuyorlar.
HACİVAT-Hayrola kime söyledin de olmadı?
KARAGÖZ- Karşı komşuya söyledim.

HACİVAT-Ne dedi?

KARAGÖZ- Sesin pek güzelmiş dedi.

HACİVAT-Yahu Karagöz’üm sen adama türkünü söylemişsin. Derdini söylemişsin ki!

KARAGÖZ-Derdimi de söyledim Hacivat Çelebi.

HACİVAT-Ne dedi?

KARAGÖZ-Geçmiş olsun dedi.

HACİVAT-Aferin doğru demiş. Başka ne dedi?

KARAGÖZ- Karagöz’üm sağlık da hastalık da insanlar içindir. Hasta olmadan önce tedbirini almak lazımdır. Hasta olduktan sonra da doktora gidip tedavi olmalıdır dedi.

HACİVAT-Hayrola hasta mısın? Neden bunları söyledi?

 KARAGÖZ-Hastayım elbet, türkü söylüyoruz ya işte.

HACİVAT-Karagöz’üm hasta olan insan türkü mü söyler?


KARAGÖZ-Ne söyleyecektik peki İstiklal Marşı mı söyleyecektik?

HACİVAT-Öyle değil Karagöz’üm. Doktora gitmen lazım. Yoksa iyileşmezsin!

KARAGÖZ-Ben doktora gitmem!

HACİVAT-Neden?

KARAGÖZ-İğne yapıyor. Bir de dilini çıkar diyor o yüzden gitmem.

HACİVAT-İyi ya işte seni iyileştirmek için yapıyor bunu?

KARAGÖZ-Çocukken teyzeme dilimi çıkarmıştım da annem ayıp olur diye beni dövmüştü. Doktor dilini çıkar diyor, ben de ayıp olur diye çıkarmıyorum.

HACİVAT-Peki Karagöz’üm geçmiş olsun. Rahatsızlığın nedir?

KARAGÖZ-Nefes darlığı, kalp çarpıntısı, tansiyon, şeker, bel fıtığı… Daha sayayım mı?

HACİVAT-Yok yok yeter! Yahu senin gerçekten çok hastalığın varmış. Peki, neler yapıyorsun iyileşmek için?

KARAGÖZ-Türkü söylüyorum. Papatya kaynatıp içiyorum. Bir de hanıma belimi çiğnetiyorum.

HACİVAT-Âlemsin valla Karagöz’üm. Tıbbın geliştiği bu çağda hâlâ ilkel tedavi yollarını deniyorsun.       

KARAGÖZ-Ne yapacaktım peki bayram mı yapacaktım?

HACİVAT-Hasta olmadan önce kendini koruyacaktın. Çok sigara içiyorsun. Sen de nefes darlığı ve kalp çarpıntısı sigaradan oluyor.

KARAGÖZ-Eee?

HACİVAT-Eesi böyle. Sonra yemene içmene hiç dikkat etmiyorsun. Eline geçen her şeyi durmadan yiyorsun. Bak çok kilolusun, zayıfla biraz.

KARAGÖZ-Yahu Hacivat Çelebi fazla yemiyorum. Sabah kahvaltısında iki ekmek, dört haşlanmış yumurta ve günde 250 gram tereyağı yiyorum.

HACİVAT-Maşallah maşallah daha başka yok mu yenilecek bir şey?

KARAGÖZ-Var var da hanım da senin gibi söylüyor. Dırdır edip duruyor başımda, yemeği yarıda kesiyorum. Yarı aç kalkıyorum sofradan.

HACİVAT-Bu kadar yedikten sonra mı?

KARAGÖZ-Elbette. Valla Hacivat Çelebi yemek seçme gibi kötü bir huyum yok. Sofraya ne konmuşsa bitinceye kadar yiyebilirim ama hanım yedirmiyor ki!

HACİVAT-İyi ki yedirmiyor. Yedirmediği halde dam yuvağı gibi olmuşsun. Ya bir de yemiş olsaydın nasıl olurdun kim bilir?

KARAGÖZ-Ya Hacivat Çelebi geçen gün kayınbiraderim de bana bir laf etti.

HACİVAT-İyi miydi kötü müydü?

KARAGÖZ-Valla bilemedim, ben de onun için sana soruyorum.

HACİVAT-Ne dedi?

KARAGÖZ-Yahu enişte kendine acımıyorsun bari bize acı dedi.

HACİVAT-Niye acıyacak mışsın?  Bir sıkıntısı filan mı vardı?

KARAGÖZ-Varmış meğer o gün söyledi.

HACİVAT-Vah vah neymiş sıkıntısı?

KARAGÖZ-Ben mişim Hacivat Çelebi, ben mişim!

HACİVAT-Yahu bulmaca gibi konuşmasana! Açık açık söyle şunu sıkıntısı neden sen mişsin?

KARAGÖZ-Dedi ki! (Ağlar gibi yapar ve ağlayarak)

HACİVAT-Ne dedi?

KARAGÖZ-Yahu enişte bu kadar çok kilo alma. Tabut zaten ağır oluyor, öldüğün zaman bir de içinde sen olursan senin tabutunu nasıl taşıyacağız? Kendine acımıyorsun bari tabutunu taşıyacak bizlere acı dedi.

HACİVAT-Hay ağzına sağlık ne güzel de söylemiş.

KARAGÖZ-Çok üzüldüm valla Hacivat Çelebi çok!

HACİVAT- Vah vah! Peki, sen ne yaptın?

KARAGÖZ-Gittikten sonra oturdum türkü söyledim.

HACİVAT-İyi halt ettin.

KARAGÖZ-Ne yapacaktım peki?

HACİVAT-Biz komşuları dinlemiyorsun, hanımı dinlemiyorsun. Onu da dinlememişsin! Sağlığını kendin bozuyorsun, bir de tedaviye yanaşmıyorsun. Günah işliyorsun günah Karagöz.

KARAGÖZ-Yapma yahu? Günah dedin mi korkarım valla. Nasıl günah işliyor muşum?

HACİVAT-Allah bu sağlığı sana hor kullanasın diye vermedi. Canı bile emanet olarak verdi. Yani bedenimiz bize Allah’ın bir emanetidir. Onu mümkün olduğunca korumamız gerekir. Korumazsan günaha girmiş olursun.

KARAGÖZ-Ben bunu bilmiyordum Hacivat Çelebi. Ben de mide benim midem. Ağzım dişim sağlam iken ne kadar yiyebilirsem yiyeyim diye habire yiyordum.

HACİVAT-İşte o yanlış Karagöz’üm. Sağlıklı kalabilmek için hasta olmadan bazı tedbirler alman gerektiğini söylemiştim.

KARAGÖZ-Peki neler yapmam lazım? Sen sağlıklısın maşallah. Sen sağlıklı kalmak için yaptıklarını bana anlat da ben de sağlıklı kalayım.

HACİVAT-Sağlıklı kalman için önce doktora gidip bir güzel tedavi olacaksın.

KARAGÖZ-Tamam peki doktora gidelim tedavi olalım. Sonra?

HACİVAT-Dur sana pratik bazı şeyleri söyleyeyim. Bunları aklının bir köşesine yaz ve hiç unutma.

KARAGÖZ-Tamam unutmam.

HACİVAT-Yemekleri az yiyeceksin. Peygamber efendimizin tavsiye ettiği gibi midenin üçte birini yemekle, üçte birini su ile doldurup geri kalan üçte birini de boş bırakacaksın.

KARAGÖZ-Allah Allah ben bunu bilmiyordum.

HACİVAT-Öğren işte. Sonra sigarayı derhal bırakacaksın. Sigara haramdır diye fetva veriyor din âlimleri.

KARAGÖZ-Deme yahu? Ben de amma cahilmişim ha!

HACİVAT- Stres yapmayacaksın, spor yapacaksın,  temiz havada yürüyeceksin. En azından yürümeyi alışkanlık haline getireceksin. Kısa mesafeleri araçla gitmeyeceksin, yürüyeceksin.

KARAGÖZ-Yahu yürüte yürüte bizim ayakkabıları eskittin!

HACİVAT-Eskiyen ayakkabı olsun, ayakkabı yeniden alınır ama giden sağlık yeniden alınmaz.

KARAGÖZ-Haklısın valla Hacivat Çelebi.

HACİVAT-Dünya işine fazla dalıp kafanı ve vücudunu yıpratmayacaksın. Alkol, uyuşturucu almayacaksın. Hele kumar illetine hiç bulaşmayacaksın.

KARAGÖZ-Alkol uyuşturucu almıyorum zaten, sadece günde iki paket sigara içiyorum.

HACİVAT-Onu da içme terk et. Hastanelere, doktorlara git, o illetten kurtulmak için oralardan destek al.

KARAGÖZ-İğne yapmazlar değil mi?

HACİVAT-Canım yaparlarsa yapsınlar. Zaten ihtiyaç ise o zaman  iğne yaparlar.

KARAGÖZ-Yahu iğneden çok korkuyorum ben. İlkokula giderken aşı yapılacaktı. İğneden korktum pencereden atlayıp kaçmıştım. Hiç aşı vurulmadım ben.

HACİVAT-(Kızarak) Aferin Karagöz’üm aferin! Ancak bu kadar olur! Küçükken aşılarını yaptırmazsan böyle sık sık hasta olursun tabi.

KARAGÖZ-İğne vardı iğne!

HACİVAT-(Kızarak) Yahu taktın sen de bir iğneye. Şimdi iğneden kaçıyorsun ama hastalık ilerleyince ameliyattan kaçamıyorsun. Hangisi daha iyi?

KARAGÖZ-Elbette iğne daha iyi. Haklısın Hacivat Çelebi ben bazen saçmalarım böyle.

HACİVAT-Ha şunu da söyleyeyim. Atalar şunu da söylemiş. Ayağını sıcak tut, başını serin; her şeyi dert etme düşünme derin.

KARAGÖZ-Ne güzel söylemişler valla. Başka var mı Hacivat Çelebi.

HACİVAT-Var tabi olmaz mı? İşte bazıları… Duvarı nem, insanı gam yıkar. Güneş girmeyen eve doktor girer. Parasız sağlık, yarı yarıya hastalık demektir.

KARAGÖZ-Ne güzelmiş yahu bu sözler! Şiir yok mu bir de şiir söylesen Hacivat Çelebi?

HACİVAT-Var var olmaz olur mu? Her şey var.

KARAGÖZ-Hadi söylesene!

HACİVAT-Söylerim söylemesine de bu hastalığı tedavi etmez yalnız. Tedavi oluyorum diye türkü söylersen, şiir söylersen iyileşmez ölürsün.

KARAGÖZ-Yok yok Allah korusun Hacivat Çelebi. Senden çok şey öğrendim. Bundan sonra dediklerini bir bir yapacağım.

HACİVAT-Bazıları para kazanmak için sağlığından olurmuş. Sonra da sağlığına kavuşmak için o paradan da olurmuş.

KARAGÖZ-Yahu filozof gibisin valla. Her şeyi biliyorsun. Hadi şiirimi söyle ben şiiri çok severim.

HACİVAT-
Ne apartman, hamamlar, ne de hanlar,
Sağlığı en büyük nimet bilelim,
Hani nerde krallar, nerde hakanlar,
Sağlığı en büyük nimet bilelim.

Kanuni`ydi saltanat sürerdi,
Krallar önünde tir tir titrerdi,
Bir nefes sıhhate dünyayı verdi,
Sağlığı en büyük nimet bilelim.

Strese girme, her şeyi etme tasa,
Mirasçın sevinsin doluysa kasa,
Dünya çok güzeldir, hayatsa kısa,
Sağlığı en büyük nimet bilelim.


Dert düşürür yatağa, süründürür,
HACİVAT’ı sözlerin çok düşündürür,
Ağacı kurt, insanı dert öldürür,
Sağlığı en büyük nimet bilelim.


       Evet, sevgili izleyiciler. Sürçülisan ettikse af ola.  Bizimki latifeydi. Siz siz olun sakın sağlığınızı ihmal etmeyin. Tertemiz pırıl pırıl, pırlanta çocuklar olun.  Bir başka oyunda buluşuncaya dek bol bol kitap okuyun. Hoşça kalın, dostça kalın.

Okul Öncesi ve İlköğretim Öğrencileri İçin Çocuk Şarkıları

Çocuk Şarkıları, Okul Öncesi ve İlköğretim Öğrencileri İçin ANKARA TÜRKÜSÜ Ankara’nın taşına bak Gözlerimin yaşına bak Şaşkın d...