Bu çocuk
müzikali, Çankaya Belediyesi'nin açtığı "I. Çocuk Tiyatro Oyunu Yazma
Yarışması"nda "Övgüye Değer Ödülü"nü almıştır.
Seçici Kurul Üyeleri
M. Doğan Taşdelen :
Çankaya Belediye Başkanı
M. Celal Kızıldağ :
Çankaya Tiyatrosu Oyun Yönetmeni
Ümit Denizer : Oyun
Yazarı
Prof. Dr. İnci San :
Öğretim Üyesi
Prof. Dr. Berka
Özdoğan : Öğretim Üyesi
Canan Arısoy : TRT
Çocuk Programları Sorumlusu
Nart Bozkurt :
Çankaya Belediyesi Eğitim Kültür Ve Sosyal İşler Müdürü
“BU DÜNYALAR BİZİM
ÇOCUKLAR” ÇOCUK MÜZİKALİ
Yazan: Yiğit TUNCAY
İKİ BÖLÜM
KİŞİLER :
PETER PAN
HANSEL
PİTKİN DEDE
PAPALİNA (DENİZ
KIZI)
SİHİRBAZ KADIN
HANSEL’İN RUHU
OYUNCU (RAHİP - ŞEYH
- TACİR)
BİR DANS GRUBU
GİRİŞ MÜZİĞİ...
TÜM KADRO
GELİN HEPİNİZ
GELİN BİZLERE
BİZ OLALIM
SİZ OLALIM
BİZ-SİZ OLALIM
GELİN HEPİNİZ
GELİN BİZLERE
BİZ CAN OLALIM
BİZ KAN OLALIM
BERABER AKALIM
GELİN HEPİNİZ
GELİN BİZLERE
HANİ ELLERİNİZ
UZATIN BİZLERE
GELİN HEPİNİZ
GELİN BİZLERE
BİZ - SİZ OLALIM
NEŞE KATALIM
NEŞEMİZE
BİZ ÇOCUKLARIZ
BİZ DÜNYAYIZ
GELİN HEPİMİZ
TOPLANALIM
YÜREĞİMİZE
SEVGİMİZE
GELİN HEPİNİZ
GELİN BİZLERE
BİZ BİZE OLALIM
GÖZ GÖZE DİZ DİZE
MUTLULUĞA KOŞALIM
HEP BİRLİKTE
HEP BİRLİKTE
PETER PAN : (PERDE
ÖNÜ) - İşte geeeldimmmmm... Merhaba çocuklar, merhaba sizlere. Ya da hepimize.
Niye mi geldim? Eee çağırdınız ondan geldim. Efendim, ben kim miyim? Ama bunu
ben söylemeyeceğim, bunu sizler bileceksiniz. Aranızda beni tanıyan var mı? Yaa
demek yok. O zaman tanıtayım kendimi size. Benim adım Peter Pan. Evet doğru
işittiniz, Peter Pan. Benim babam Barrie... Hay allah şimdi de Barrie kim
diyeceksiniz. Bakın anlatayım size. James Matthew Barrie 9 mayıs 1860’da
İskoçya’da doğmuş ünlü bir yazar. Belki de diyorsunuz ki, iyi de Barrie nereden
senin baban oluyor? Bilirsiniz yazarlar, yazdıkları tüm eserlerinde çeşitli
tipler yaratırlar. Barrie’de bir çok öykü yazdı. Bu öykülerden birinin
kahramanı da benim. Yani beni o düşündü, hayalinde o yarattı. Şimdi söyleyin
bakalım, Barrie babam sayılmaz mı? Hem beni öylesine yarattı ki, ölümsüz de
kıldı. Bakın bu günlere, sizlere kadar ulaştım. Öyle değil mi? Ayrıca bana bir
özellik daha verdi. Ben büyümeyen bir kahramanım. Barrie baba, (üzgün) 1937’de
Londra’da öldü. Her yıl ölüm gününde mezarına giderim, bütün çocuklarla
birlikte. Anneleriniz babalarınız beni bilirler. Onların anne babaları da
tanırlardı beni. Bakın bu gün sizlerle de tanıştık... Kim bilir belki yarın sizin
çocuklarınızla da tanışırız. Olamaz mı?
Evet, benim adım
Peter Pan... Büyümek istemeyen çocuk, Peter Pan. Hayallerinizdeki arkadaşınızım
ben. Rüyalarınızdaki. Bu gün buraya neden geldim bilir misiniz? Sizlerle yeni
bir hayal kurmaya.. Kuralım mı ister misiniz? Var mısınız? Hadi, hadi gelin
hepiniz. Gelin benimle. Gidelim ülkeme. Gelin biz, biz olalım. (Hep birlikte
konuşmasını sürdürür. Bu bir çağrıdır.) AÇILSIN KAPILAR BİZİM OLSUN HAYALLER
YAŞASIN VE YAŞANSIN MACERALAR...
(Işıklar değişir,
perde yavaş yavaş, karanlıkta ve müzik eşliğinde açılır. Sahnenin sol tarafında
bir balıkçı kulübesi vardır. Üç tane de kayık görürüz. Sahnenin geri kalan
kısmı deniz olarak düşünülmektedir. O bölüm zaman zaman değişen diğer mekanlar
olacaktır.)
(Kulübenin önünde
yaşlı bir balıkçı ağ örmektedir.. Az sonra, uykudan yeni kalkmış genç balıkçı,
Hansel çıkacaktır.)
HANSEL - (Gizlice
gelerek) Bööööö...
DEDE - Ayyyy, ayyy,
ödümü kopardın.
HANSEL - Günaydın
dede.
DEDE - Günaydın,
günaydın da ödümü kopardın be evlat.
HANSEL - Ne o bugün
erkencisin.
DEDE - Evet bugün
öyle oldu.
HANSEL - Yoksa bu
sabah sende mi balığa geliyorsun?
DEDE - Yok evlat
yok.. Şu eskiyen ağları onarmak için erken kalktım.
HANSEL - Keşke bir
gün de şu kayığı elden geçirebilsek.
DEDE - Acele etme
her şeyin bir zamanı var.
HANSEL - Acelesi mi
kaldı dede, baksana dökülüyor.
DEDE - Neresi
dökülüyor canım? Hem ondan başka iki tane daha var, onlarla çık balığa.
HANSEL - Bilirsin
ben en çok onu severim. Deniz Kızlarının yanı başka. Sanki o denizin ta
kendisi.
DEDE - Gene başladı.
HANSEL - İnan ki onu
bana deniz kendisi armağan etmiş.
DEDE - Neden olmasın
oğlum? Belli beni bile deniz yarattı. Olmaz mı? Her şeyimdir o benim. Anam,
babam kardeşim.. Tüm yaşamım. En önemlisi tutkum. Her şeyim. Bu güne dek yalnız
onunla varoldum ben. Hepimiz. Evet evlat, ne verdiyse deniz verdi bize. Hiçbir
karşılık beklemeden... Bıkmadan, usanmadan o verdi her şeyi...
HANSEL - Öyle ama
dedeciğim, ara sıra en sevdiklerimizi de aldığı olmuyor mu?
DEDE - Evet evlat
haklısın. Ama denizlerin de öfkelendiği olmaz mı? Zaman zaman diğer canlıların
kendisine karşı yaptıklarına bir cevap veriyor belki.. Bir kükreyiş belki.
Olamaz mı? Şunu aklından çıkarma oğlum. Deniz kendisini seveni sever.
Hiçbirşeyini esirgemez ondan.. Ama alabileceğin kadarını alacaksın. Fazlası
yok. O vakit onun da senden isteyecekleri olacaktır. Karşılıksız hiçbir şey yok
bu evrende. Denizin de kıymetini bileceksin ki, kızıp acımasız olmasın sana
karşı.
ŞARKI
DEDE - Deniz bir
tutkudur
Yaşamın olur,
sonsuza dek
Onunla insan mutludur
Yaşamın olur severek
HANSEL - Deniz bir
coşkudur
Kıymetini bilene dek
Onda insan hep genç
olur
İsterse olur tek
yürek
BİRLİKTE - Sev
denizi
Sar denizi
Say denizi
Bütün varlığıyla
sevsin bizi
Bak denize
Koş denize
Var denize
Bütün varlığıyla
sarsın bizi.
Birimizi
İkimizi
Hepimizi
Hepimizi, hepimizi,
hepimizi...
PETER PAN -
(Sahnenin bir yerinden, belki de salondan ve birden) Merhaba!..
DEDE - (Korkarak)
Merhaba!..
HANSEL - Merhaba...
Şey, kimsin sen?
PETER PAN - Aaa, siz
beni tanımıyor musunuz?
HANSEL - (Çekinerek)
Hayır, tanımıyoruz.
DEDE - İyi de,
tanımamız şart mı?
PETER PAN - Yoo,
şart değil tabi de.. Ama beni tüm dünya çocukları tanır. Öyle değil mi
çocuklar?
(Çocuklardan yanıt
gelir?) Gördünüz mü?
DEDE - Ben bu yaşıma
geldim, inan seni ilk kez görüyorum.
HANSEL - Ben de, ben
de ilk kez..
PETER PAN - Ama ben
sizleri tanıyorum.
DEDE - Tanıyor
musun?
PETER PAN - Elbette.
Yalnız sizleri değil, dünya üstünde yaşayan bütün balıkçıları tanırım ben.
HANSEL - Bütün
ballıkçıları mı?
PETER PAN - Evet
bütün balıkçıları. Örneğin, senin adın Pitkin Dede. Senin adın da Hansel değil
mi?
HANSEL - Aaa, beni
tanıyor.
DEDE - Beni de. Bu
garip giysilerinle ve her şeyi bildiğine göre sen, sen cin falan olmayasın.
(Korkarak) Yürü evlat, kalk gidelim buradan.
PETER PAN - Durun,
durun kaçmayın. Cin falan değilim ben. Ben, ben Peter Pan’ım. Tek amacım var
benim, tüm insanlara yardım etmek.
DEDE - İyi de,
bizimle daha açık konuş o zaman.
PETER PAN -
(Sevecen) Önce, dostça el sıkışalım.. Tamam mı? (Elini uzatır, ötekiler hala çekinmektedir)
Korkmayın. Ne dedik, dostça, kardeşçe el sıkışacağız.. (El sıkışırlar..)
PETER PAN - Gördünüz
mü, bir şey olmadı.. Ben, ben yalnızca iyilikler için yaratılmışım, benden
korkulmaz. Cin falan değilim...
HANSEL - Peki,
kimsin?
ŞARKI
PETER PAN -
Peter Pan’dır adım
Beni yaratan adam
İskoçya’dandır babam
Barrie’dir yazarım
Peter Pan’dır adım
Çocukların rüyası
Büyüklerin dünyası
Hayallerde yaşarım
Peter Pan’dır adım
Çocuklardır yaşamım
Ben her gün onlarda
Güzelliğe doğarım.
(Müzikle birlikte
ışıklar değişir.)
PETER PAN - (Sahne
kenarında) Evet sevgili çocuklar, o günden sonra Hansel’le çok iyi arkadaş
oldum. Tabii Pitkin dedeyle de. Hansel’in başına bir şeyler geleceğini
biliyordum. Bir gün beni balığa davet etmişti. Birlikte çıkacaktık. İşte ne
olacaksa, o gün olacaktı. Ne dersiniz çocuklar, gideyim mi onunla denize?
Efendim, tamam, tamam gidiyorum.. (Peter Pan kaybolurken, ışıklar değişir ve
sahne aydınlanır. Ortada bir kayık vardır.. Hansel ve Peter Pan ağ atmış
beklemektedirler..)
PETER PAN - Ne zamandır
balıkçılık yapıyorsun Hansel?
HANSEL - Doğduğumdan
beri. Denizde doğmuşum ben. Anamı da babamı da denizde kaybettim ben. Çok
küçükken.. O günden beri Pitkin Dedeyle yaşarım.
PETER PAN - Peki
seviyor musun balıkçılığı?
HANSEL - Benim için
balıklar güzellik, denizse sevgidir. Burada, denizde özgür olurum ben. Sanki
bir martı olmuşum gibi gelir. Kanatlanırım. Uçmak uçmak, sonsuza kadar uçmak
gelir içimden.
ŞARKI
HANSEL - Balıklar
güzellik
Sevgiler denizdir
Kanat bulur uçarım
Özgürlük benimdir.
Bulduğum güzellik
Duyduğum sevgidir
Yüreğim özgürlük
Denizler benimdir.
PETER PAN - Ne
güzel.. İnsanların güzelliği bulması, sevgiyi bulması, özgürlüğü duyması. Öyle
değil mi çocuklar? Bilir misin Hansel, benim güzelliğim de çocuklar. Sevgilerim
iyilik. Özgürlüğümse uçmak, uçmak. İşte bütün bunlar da benim yaşamım.
HANSEL - İyiden
iyiye öğrendim balıkçılığı.. Hadi bakalım. Bir.. İki.. Üç.. (Bir ucu kayıkta
bir ucu kuliste olan ağı müzik eşliğinde ve belki koreoğrafik bir biçimde
çekmeğe başlarlar.)
İKİSİ - Hooppp...
Hooppp. Hoopp.
HANSEL - Aman tanrım
ne kadar ağır bugün..
PETER PAN - Galiba
denizin tüm balıklarını tuttuk bu gün.
HANSEL - Ya da batık
bir gemi takıldı ağıma.
(Ağ yavaş yavaş
çekilmektedir. Bu sırada bir inlemeğe benzer ses duyulur.)
PAPALİNA - İmdaat..
İmdat. Kurtarın beni. Kurtarın lütfen. İnsanların ağına düştüm.. İmdat..
imdat..
HANSEL - Peter
yakaladığımız varlık konuşuyor, duyuyor musun?
PETER PAN - Evet,
müthiş bir şey bu.
PAPALİNA - İmdat,
imdatt. Baba, babacığım yardım et bana.
HANSEL - Aman allahım
olamaz. Bu bir deniz kızı. Dur yavaş olalım canı yanmasın. Yardım et Peter
kayığa alalım.. (Birlikte kızı kayığa alırlar.)
PAPALİNA -
(Yalvarmaktadır) No’lur no’lur bırakın beni. Bırakın gideyim. Lütfen, bir
kralın tek kızıyım ben. Babam hem çok yaşlı, hem de yalnız. Beni düşünmezseniz
onu düşünün lütfen. Hayattaki tek varlığı benim.
(Hansel büyülenmiş
gibi kıza bakmaktadır.)
PETER PAN - Durun
durun korkmayın. Bizden zarar gelmez size. İnanın.
HANSEL - (Kendi
kendine) Tanrım bu güne dek yakaladığım en değerli varlık bu olmalı. Ya da
denizden beklediğim.. (Heyecanla) Şey.. Ben Hansel’im. Adım Hansel. (Kız
korkarak kaçınır.) Korkmayın. Lütfen korkmayın. (Kız biraz rahatlar.)
PAPALİNA - Benim,
benim de adım Papalina.
PETER PAN - Ben
Peter Pan.
PAPALİNA - Beni
bırakacaksınız değil mi?
HANSEL - Bir şartla.
PAPALİNA - Ne
isterseniz yaparım, yeter ki salın beni. Denizden ayırmayın.
HANSEL - (Çok
heyecanlıdır) Eğer seni her çağırdığımda gelip bana bir şarkı söylemeyi
vadedersen salarım seni. Sen şarkı söyledikçe tüm balıklar sesine ve de benim
ağıma gelecek demektir.
PAPALİNA - Bu sözü
verirsem beni gerçekten bırakacak mısın? Özgürlüğümü geri verecek misin?
HANSEL - Ne demek
ben kimim ki senin özgürlüğünü kısıtlayayım, bu sadece bir istek Papalina.
PAPALİNA - Tamam.
Söz veriyorum. Ne zaman çağırsan geleceğim. Deniz sözü.
HANSEL - Anlaştık.
Gidebilirsin Papalina. Hadi yüz özgürce.. Bu sular seni babana götürsün...
Selam söyle bizden.
PAPALİNA - (Denizde)
Sağolun, teşekkür ediyorum sizlere. İyiliğinize.
PETER PAN -
Tanıştığımıza çok sevindim Papalina.
PAPALİNA - Ben de.
İnanın. Hoşçakalın. Hoşçakalın...
HANSEL - Görüşmek
üzere.
PAPALİNA - Görüşmek
üzere...
İKİSİ - Hoşçakalın
Papalina... Hoşçakalın...
HANSEL - (Sonsuz
heyecanlı) Peter, peter kimin aklına gelir böyle bir şey? Bu bana senden
sonraki ikinci sürpriz. Sen sen bana dost oldun, gerçek bir dost.. O ise,
Papalina’ysa sevgimi aldı. Tanrım biriniz gökten, biriniz denizden geldiniz
bana. İkinize de sonsuza dek sahip olmak isterdim.. Ama ulaşamıyorum sizlere.
PETER PAN - Ulaşman
gerekmez ki Hansel.. Hem nedir ulaşmak? Bak bizi görüyorsun, bize
dokunabiliyorsun.. Mutluluk değil mi bu?
HANSEL - Haklısın
Peter, çok haklısın yetinmeyi bilmeliyim. Çok mutluyum.
PETER PAN - İnsan
küçük şeylerden bile mutlu olmasını bilmeli. Elinde var olanla yetinmesini
bilmeli ki, onu da yitirmesin...
ŞARKI
HANSEL - Mutluluk
Yalnız gülmek midir
Mutluluk
Sevmeyi bilmek midir
Mutluluk
Yaşamı sevmek midir?
PETER PAN - Mutluluk
İyiliğe koşmak mıdır
Mutluluk
İnsanları tanımak
mıdır
Mutluluk
Sevgiye ulaşmak
mıdır?
BİRLİKTE - Mutlu
olunsun
Birlikte
İyilikler
Gerek bize.
Güzelliğe..
Sevgiye..
Koşalım gülmeğe.
Birlikte..
Mutluluk, mutluluk
Yaraşır bize.
Mutlu olalım
Umutlu olalım..
Birlikte.
Koşalım
Koşalım
İyiye, güzele,
sevgiye..
Birlikte. Hep birlikte.
(IŞIKLAR DEĞİŞİR.
PETER PAN YİNE SAHNENİN BİR KÖŞESİNDEDİR.)
PETER PAN - Evet
çocuklar, Deniz kızı Papalina ile Hansel ilk kez böyle karşılaşırlar. O günden
sonra Hansel her akşam denize açılıyor, Papalina'yı arıyordu.. Papalina sözünde
durmuş, Hansel ne zaman çağırsa gelip onun için şarkılar söyler olmuştu. Bu
sayede Hansel’in ağı balıklarla doluyor, delikanlı mutluluktan adeta uçuyordu.
Ama Papalina hiçbir zaman Hansel’in kendisine dokunabileceği kadar
yaklaşmıyordu. Hansel zaman zaman yaklaşmasını istiyor ama Papalina aldırış
etmiyordu. Bu uzunca bir süre böylece gitti.. Ama giderek Hansel durgunlaşıyor,
giderek içine kapanıyordu. Pitkin Dede, sonunda onunla konuşmaya karar verdi.
Ne dersiniz çocuklar biz de kulak verelim mi bu konuşmaya?
(ışıklar değişir. Bu
kez balıkçı kulubesinin önü aydınlanır.)
DEDE - N’oldu evlat,
neyin var gene?
HANSEL - Bir şeyim
yok dede.
DEDE - Hadii, ben
seni yıllardır tanırım.. Yalan söyleme bana. Senin bir derdin var?
HANSEL - Yok bir
şeyim dede yalnızca düşünüyorum.
DEDE - Peki ne
düşünüyorsun?
HANSEL -
............................
DEDE - Güzel. Demek
cevap vermiyorsun? Yalnız ben konuşacağım.. Kararlıyım.. Son günlerde ağlar hep
boş geliyor.. Neden? Ha? Yoksa şu, şu deniz kızı mı?
HANSEL - Dede...
DEDE - Yok anlatmalısın
evlat. İnsanlar dertlerini yakınlarıyla paylaşmazlarsa mutluluğu bulamazlar..
Hadi bakalım anlat bana.
HANSEL - Anlatacak
ne var ki dede. Ne zaman denize açılsam onu görüyorum. Bana şarkılar söylüyor..
Mutlu oluyorum..
DEDE - Eeee?
HANSEL - Acaba diyorum,
deniz annemle babamı aldığı içi, onların yerine bana Papalina’nın sevgisini mi
sundu? Ne dersin dede?
DEDE - Bilemem
evlat. Bildiğim tek şey bunun adının sevda olduğudur.
HANSEL - Belki de
bunu bana annemle babam yolladılar. Olamaz mı dede?
DEDE - Olur mu
evlat, o karada nasıl yaşar?
HANSEL - O yaşamazsa
ben denizde yaşamanın bir yolunu bulurum.
DEDE - O da olmaz.
Olamaz. Sizin birarada yaşamanız olanaksız. Unutma bunu.
HANSEL - Hayır dede
mutlaka bunun bir çaresi olmalı.
DEDE - Bak evlat,
bana kalırsa sen bu sevdadan vazgeç.
HANSEL - Ölsem
vazgeçmem. Tamam buldum. Ben ona gidiyorum. Papalina’ya. Belki de o bir çare
bulur.
DEDE - Gitme evlat,
lütfen dinle beni.
HANSEL - (Giderek)
Hoşçakal dede. Hoşçakal.
(Müzik girer.)
ŞARKI
HANSEL -
Papalinaaaa. Papalinaaaa...
PAPALİNA - Papalina.
Ben deniz kızı
Denizlerin kraliçesi
Bir akvaryumun sesi
Papalina.
Yaşamımız Deniz
Mavi bir dünyada
yüzeriz
Dalgalar
türkülerimiz
Papalina...
Okyanus, Ege,
Akdeniz
Sonsuzluğa yüzeriz
Evimizdir bizim
deniz
Papalina...
Neşemiz
Derdimiz
Sevincimiz
Yaşamımızdır bizim
deniz
Dünyamızdır bizim
deniz...
HANSEL - Papalina,
lütfen buraya gel, sana söyleyeceklerim var.
PAPALİNA - Ne oldu,
neyin var Hansel?
HANSEL - Karar
verdim Papalina, düşündüm taşındım sonunda karar verdim
PAPALİNA - Neye
karar verdin?
HANSEL - Birlikte
yaşamaya sen ve ben. Bir de dedem.
PAPALİNA - Olamaz
Hansel, ben karada yaşayamam ki. Ayrıca ben seni sevemem Hansel anla bunu.
HANSEL - Nedenmiş o?
PAPALİNA - Çünkü,
çünkü sen insan ruhu taşıyorsun.
HANSEL - Bu benim
elimde olan birşey değil ki, böyle doğmuşum ben.
PAPALİNA - Eğer bir
gün ruhundan kurtulabilirsen belki o zaman ben de seni sevebilirim.
HANSEL - İyi ama
nasıl kurtulur insan ruhundan?
PAPALİNA - Onu
bilemem ki.
HANSEL - Ruhumu
kovacağım Papalina, kurtulacağım ondan ve sana kavuşacağım. Ama nasıl tanrım,
nasıl kurtulur insan ruhundan?
PAPALİNA - Bilemem
Hansel... Ben bilemem.. Hadi hoşçakal... (Gider)
HANSEL - Dur gitme
Paplina. Lütfen gitme.. Papalina.. Gitti.
Nasıl kovacağım
ruhumu tanrım, yardım et bana. Evet, gidip dedeme sorarım. O bir yol gösterir
bana.
IŞIKLAR DEĞİŞTİĞİNDE
MÜZİK DE DEĞİŞİR
DEDE AĞINI ÖRMEYE
DEVAM ETMEKTEDİR.
HANSEL - Dede,
dede....
DEDE - Ayy. Ödümü
kopardın Hansel. İnan birgün senin yüzünden kalpten gideceğim burada... Gene
neyin var?
HANSEL - Buldum
dede. Buldum.
DEDE - İyi de bu
sefer ne buldun?
HANSEL - Ruh dede
ruh.
DEDE - (Ürkerek)
Nee, hani nerede?
HANSEL - Ne nerede?
DEDE - Ruhlar geldi
dedin ya...
HANSEL - Onu da
nereden çıkardın.
DEDE - Ben
çıkarmadım,sen çıkardın.
HANSEL - Dedeciğim
bu ruh öyle ruh değil.
DEDE - Nasıl bir
ruhmuş?
HANSEL - Beni bir
dinlesen hemen anlayacaksın...
DEDE - Tamam tamam
dinliyorum, anlat bakalım.
HANSEL - (Şaka
yaparak) Böööö
DEDE - Anneeeeee..
HANSEL - (Gülerek)
Şaka dedeciğim şaka... Otur şuraya da dinle beni, akıl ver bana.
DEDE - (Çekinerek
oturur.) Sor bakalım,
HANSEL - Dedeciğim,
benim Papalina'ya kavuşabilmem, onunla yaşayabilmem için ruhumdan kurtulmam
gerekiyor.
DEDE - Nasıl yani,
nasıl kurtulman gerekiyor?
HANSEL - Bayağı.
Ruhumu kovmalıyım, bana yardım et.
DEDE - Hansel, aman
tanrım sen, sen aklını kaçırdın. Mutlaka.
HANSEL - Neden
dedeciğim, hem ruhumun bana ne yararı var ki?
DEDE - Ruh, ruh
insanı insan yapan, onu diğer insanlardan ayıran en önemli şeydir.
HANSEL - Ama dede
ben onu tanımıyorum bile. Ne dokunabiliyorum, ne de görebiliyorum.
DEDE - Tabii
göremezsin.. O içimizde Hansel. İnsan ruhunu başıboş bırakamaz. Gel oğlum
vazgeç fikirden.
HANSEL - Hayır dede
ben kararımı verdim. Ölsem vazgeçmem.
DEDE - Gel büyük
sözü dinle Hansel. Bilirsin seni nasıl severim.
HANSEL - Sen yardım
etmezsen, ben de gider başkasını bulurum. Bana yardım edecek mutlaka biri
vardır bu dünyada. (Kalkar gitmek üzeredir.)
DEDE - Gitme Hansel,
gel beni dinle oğlum...
HANSEL SEYİRCİYE
DOĞRU YÜRÜRKEN DEDE KARANLIKTA KALIR
HANSEL - (SEYİRCİ
İLE YÜZ YÜZE) Ne garip şey. Dedem insan ruhunun en önemli şey olduğunu
söyledi.. Oysa ben onu tanımıyorum bile... Hem de insanın içindeymiş.. Bu doğru
olmalı. Keşke içimde olmasaydı benim ruhum, ondan kurtulmak çok kolay olurdu...
Evett, şimdi bana yardım edecek birini bulmalıyım. Kim olabilir, kim olabilir?
Çocuklar, sizce bana kim yardım edebilir? Aaa, buldum, evet buldum... Körfezin
orada, mağarada yaşayan bir büyücü kadından söz etmişlerdi bir zamanlar. Müthiş
büyüler yaparmış.. Gidip onu bulacağım. Evet bana ancak böyle biri yardım
edebilir... Hemen gitmeliyim.. Vakit kaybetmeden.
HANSEL TÜM BUNLARI
SÖYLERKEN SEYİRCİLERİN ARASINDAN GEÇMİŞ, ARKALARINDAN DOLAŞMIŞTIR.
IŞIKLAR YANDIĞINDA
SAHNENİN BAŞKA BİR KÖŞESİNDE SİHİRBAZ KADINI GÖRÜRÜZ.
B. KADIN - Avuçlarım
kaşınıyor.. Avuçlarım kaşınıyor. Bir gelen var demek ki.. (O SIRADA HANSEL BİR
KENARDA BELİRİR.) Haa, sen miydin, gel bakalım şöyle.. Yaklaş yakışıklı
delikenlı... Anlat bakalım derdin nedir? Bana geldiğine göre mutlaka bir
sorunun var... Rüzgar elverişli olmadığı zamanlar ağını dolduracak balıklar mı
istiyorsun? Bir fülütüm var.. Bir üflerim,bütün balıklar körfezine dolar...
hadi anlat derdini torbamda hiçbir rüzgarın beceremediği fırtınalarım var.
Emret denizlerdeki tüm tekneleri batırayım. Çünkü ben rüzgardan bile güçlü bir
efendinin hizmetindeyim... Şu ilerdeki vadide bir çiçeğim var her derde devadır
o. Mor çiçekler açar... Hem kış gününde. Yüreğimde bir yıldız açar, o
yıldızlarla kraliçeleri bile kul köle ederim sana... Çabuk ol söyle derdini...
İçimde seller var taşıyorum. Hadi.
HANSEL - Şey, benim
derdim o saydıklarınız kadar zor değil sayın büyücü.
B. KADIN - Daha iyi
ya hemen çare buluruz. Hadi öt bakalım...
HANSEL - Eee, şey
efendim. Ben, ben ruhumdan ayrılmak istiyorum.
B. KADIN -
(Peleriniyle yüzünü örterek) OOOOOO, OOOOOO, bu müthiş birşey.
HANSEL - Bana yardım
edersiniz, size ne isterseniz veririm.
B. KADIN - Yaa? Seni
ruhundan kurtarırsam ne verirsin bana?
HANSEL - Beş altınım
var.. Ayrıca tüm ağlarımı da veririm. İçinde yaşadığım kulübeni, sandalımı. Her
şeyimi. Yeter ki beni ruhumdan kurtarın. Yalvarıyorum size.
B. KADIN -
(Kahkahalar atarak, elindeki asa ile Hansel'in omuzuna dokunur.) Sonbahar
yaprakları som altına çevirebilirim. Canım isterse soluk ay ışıklarından gümüş
sepetler örerim. Çünkü benim efendim bu dünyadaki tüm kıralların da kralıdır.
HANSEL - Bu
söylediklerimden başka hiçbir şeyim yok sana verecek.
B. KADIN - Yaa, öyle
mi? O saydıkların vız gelir bana. Hiçbirşey istemiyorum senden... Tek dileğim
var..
HANSEL - Nedir?
B. KADIN - Benimle
dans edeceksin.
HANSEL - O kadarcık
mı?
B. KADIN - Evet.. Bu
kadarcık. Dolunay olunca, bu gece dağın tepesine geleceksin ve benimle sabaha
kadar dans edeceksin. Hem, o da orada olacak.
HANSEL - O dediğiniz
kimdir?
B. KADIN - Sen
orasına karışma... Sadece bu gece o tepeye gel tamam mı?
HANSEL - Tamam
efendim, mutlaka geleceğim. Mutlaka.
B. KADIN - Dans..
Dans.. Sabaha kadar dans.
HANSEL - Sonunda
ruhumdan kurtulacağım söz değil mi?
B. KADIN - Söz..
(Yavaş yavaş kaybolurken) Söz.. Keçinin tırnakları üstüne yemin ederim ki söz.
KAYBOLUR.
HANSEL - (Ardından)
Sen, sen büyücülerin en mükemmelisin. Ben de sana söz veriyorum, bütün gece
seninle dans edeceğim.. Tan ağarana kadar.
IŞIKLAR SÖNER...
MÜZİK GİRER... YARI AYDINLIK BİR IŞIK SAHNEYİ DOLDURDUĞUNDA HANSEL İLE B.
KADINI GÖRÜRÜZ BU KEZ DANS ETMEKTEDİRLER... UZUNCA SÜREN BU GÖSTERİNİN SONUNA
DOĞRU B. KADIN YAVAŞ YAVAŞ HANSEL’DEN UZAKLAŞMAYA ÇALIŞIR.
HANSEL - Dur kaçma.
Bana söz veridin. Ruhumdan kurtaracaktın beni. O sırrı vermeden bir yere
bırakmam seni.
B. KADIN - Ne sırrı
bırak beni.
HANSEL - Hayır
bırakmıyorum. Söz verdin bana. Bir yere gidemezsin.
B. KADIN - Dur
canımı yakma. İstediğin olsun. Ruh benim değil ya (Elinden kurtulmuştur.
Kınında bir bıçak uzatır.) Al bakalım bunu.
HANSEL - Ne
yapacağım bununla?
B. KADIN - Ruhunu
keseceksin. İnsanların vücutlarının gölgesi sandıkları şey aslında onların
ruhlarının gölgesidir.. Sırtını gökteki aya çevireceksin.. O anda ruhuna seni
terk etmesini emredeceksin. O da emrine uyacaktır.. Bu kadar basit.. Hadi
bakalım bana izin... Gidiyorum ben... (KAHKAHALAR ATARAK UZAKLAŞIR)
HANSEL -
(Seslenerek) Bu söylediklerin doğru mu?
B. KADIN - (Uzaktan)
(GENE KAHKAHALAR ATARAK) Göreceksin... Göreceksin.
HANSEL - (Sevinçle)
Teşekkür ederim.. Çok teşekkür ederim.
(IŞIKLAR DEĞİŞİR. BU
KEZ MAVİ BİR AY IŞIĞI GÖRÜRÜZ. HANSEL DENİZ KIYISINDADIR.)
HANSEL - Bakalım
sihirbaz kadının dedikleri doğru mu? (Sırtını aya çevirerek, cebindeki bıçağı
çıkarır.) Tanrım bana yardım et. Lütfen Papalina’ma kavuşmama yardım et.
(Eğilir ve gölgesini keser) Ruhum sana emrediyorum. Dinle beni. Derhal vücudumu
terket.
(O ANDA ARKASINDA
SİYAH TAYT GİYİNMİŞ BAŞKA BİR OYUNCU BELİRİR.)
SES - Yazıklar olsun
sana. Bunca yıl seninle beraberdim. Sana ruh verdim. Ne olur ayırma beni
senden. Sana ne kötülük ettim ben?
HANSEL - Hiç bir
kötülük etmedin, biliyorum, ama ne yapabilirim, şu anda sana gereksinmem yok..
Lütfen bana rahat ver..
SES - Lütfen,
korkuyorum beni kalpsiz bırakma Hansel..
HANSEL - Bağışla, o
kalp Papalina'ya aittir. Hadi git artık beni yalnız bırak.. Git artık.
SES - Benim sana,
senin bana ihtiyacın var Hansel.. Sen beni istemesende, ben seni adım adım
izleyeceğim.. Her gün deniz kıyısında seni bekleyeceğim... Her zaman.
HANSEL - Dilediğini
yapabilirsin.. Sana karışmıyorum. Hadi hoşçakal. Papaliinaaaa. Papalinaaaa
bekle beni sana geliyorum.. Bekle beni.
SES - (Çok üzgün)
Güle güle Hansel. Seni asla yalnız bırakmayacağım.
ŞARKI (HANSEL)
Papalina
İstemiştim denizde
Bir evimiz olsun
bizim.
İstemiştim yüzgecim
olsun
Seninle sonsuza
yüzebileyim
Papalina.
Heeeyyy, heeyy..
Hırçın deniz
Dalgaların kamçı
Yosunların bahçe
Mavin gökyüzü olsun
bana.
Papalina.
Heeyyy, heeyy...
Uyan sonsuz su.
Uyan sar beni
kollarınla
Geliyorum
Ana ol bana
Geliyorum
Baba ol bana
Geliyorum, geliyorum
Kavuştur beni,
Paplina’ma..
Heeeyyy, heeeyyy...
(SONSUZDA KAYBOLUR)
I. PERDE SONU
II. PERDE
PETER PAN - Evet
çocuklar, izlediğiniz gibi Hansel sonunda denize kavuştu. Kavuştu da bu yaptığı
doğrumuydu acaba? İnsanlar sevdiklerine kavuşmalı elbet. Ama ruhlarını başıboş
bırakmaları güzel mi acaba? O güzelim ruh başıboş kalınca, tek başına kalınca
ne kötülükler gelir acaba başına hiç düşündünüz mü. İster misiniz biz de
Hansel'in ruhunu izleyelim.. İstiyorsunuz. Güzel. Ee, o zaman maceralar ülkemize
geri döneceğiz demektir. Aralayalım o ülkenin kapısını yeniden ve görelim neler
oluyor? Evet açılsın kapılar, görünsün oyuncular ve yaşansın maceralar. (MÜZİK
GİRER)
(PERDE AÇILIRKEN
IŞIKLAR BALIKÇI KULÜBESİNİ AYDINLATMIŞTIR.)
DEDE - Hanselll...
Hanselll.... Neredesin oğlum? Hanselll...
PETER PAN - Pitkin
dede..
DEDE - Kimsin?
PETER PAN - Benim
dede, Peter Pan.
DEDE - Böyle pat
diye karşıma çıkmıyor musunuz yüreğime iniyor. Aynı şeyi Hansel'de yapıyor
bana.
PETER PAN - Özür
dilerim dede seni korkutmak istemedim inan bana. Hansel nerelerde?
DEDE - Ne bilirim
nerelerde? İki saattir onu arıyorum.
PETER PAN - Niye
arıyorsun Hansel'i?
DEDE - Nasıl aramam
çekti gitti. Sen gördün mü ha gördün mü?
PETER PAN - Eeee,
gördüm galiba.
DEDE - Nasıl galiba?
Gördün mü görmedin mi?
PETER PAN - Eee,
şey, evet gördüm.
DEDE - Nerede
gördün?
PETER PAN - Bir
dakika dede şimdi hatırlayacağım, inan bana.
DEDE - Evladım ya
karada gördün ya denizde nerede?
PETER PAN - Haa evet
denizdeydi, denizde.
DEDE - Ne yapıyordu
denizde?
PETER PAN - Şey, şey
yapıyordu denizde.
DEDE - Balık mı
avlıyordu?
PETER PAN - Hem
evet, hem hayır.
DEDE - Ne demek
bütün bunlar? Yoksa, yoksa sen benden bir şey mi saklıyorsun?
PETER PAN - Sizden
ne saklıyabilirim ki Pitkin dede?
DEDE - Şimdi sen
Hansel'i gördün mü?
PETER PAN - Ben, ben
Hansel'i görmedim.
DEDE - Çocuğum, az
evvel gördüm dedin ya. Peter oğlum sen bu gün iyi misin?
PETER PAN - Çok
iyiyim Pitkin dede, inan çok iyiyim. Yalnız galiba biraz dalgınım o kadar.
DEDE - Yani
görmedin. O halde aramaya devam edeceğiz. Vay vay vay.. Bu bacaklar öldürecek
beni... (Sahnenin diğer yanına doğru giderek.) Hansellll... Hansellll...
Hansel... (ÇIKAR)
PETER PAN - Gördünüz
değil mi çocuklar? Kötü bir şey yaptım biliyorum. Ama ne yapabilirdim, söyler
misiniz? Gerçeği söyleseydim dedenin yüreğine iner, hastalanırdı. Torununun
böyle bir şey yaptığını bilse üzülürdü... Hem sizler de lütfen Hansel'in yerini
söylemeyin olur mu?
Evet çocuklar.
Hansel'in ruhu, Hansel'den ayrıldıktan sonra çok uzun bir yolculuğa çıktı. Hansel'i
tekrar kazanmak için ona Papalina'dan daha ilginç şeyler bulmak zorundaydı.
Bunu için ilk olarak akıl ve beceri aynasını aramaya koyuldu. Evet yanlış
duymadınız. Akıl ve beceri aynası dedim. Onu elde edip Hansel'e getirse belki
gene onu kazanabilirdi. Uzun bir yolculuktan sonra, Hindistan’a varmıştı. Akıl
ve beceri aynasının orada olduğunu öğrenmiş ve yerini de saptamıştı. İster
misiniz şimdi onu izleyelim? Evet Hindistan’dayız. (Işıklar ve müzik değişir.
Ruh seyircilerin arasından geçerek yavaş yavaş sahneye doğru ilerler. Sahneye
yaklaştıkça müzik Hint ezgilerine dönüşür. Sahnenin ortasında bir Rahip
belirir. Yerde oturmaktadır. Ruh sahneye çıkınca müzik hafif hafif kaybolur.)
RUH - Merhaba.
RAHİP - Merhaba.
Kimsin sen?
RUH - Ben bir ruhum.
RAHİP - Kimin
ruhusun?
RUH - Hansel adında,
İskoçyalı bir balıkçının ruhu.
RAHİP - O dediğin
balıkçı öldü mü?
RUH - Hayır efendim
ölmedi.
RAHİP - O halde seni
niye böyle başıboş bıraktı?
RUH - Papalina adlı
bir deniz kızını sevdi. Onunla denize inebilmek için beni bedeninden ayırdı.
RAHİP - Evet
anladım. Buralara kadar niye geldin peki?
RUH - Rahip Şangay'ı
arıyorum.
RAHİP - Ne
yapacaksın onu?
RUH - Akıl ve beceri
aynasının yerini tek bilenin o olduğunu duydum.
RAHİP - Akıl ve
beceri aynası ha? O aynayla ne işin var? Nerede kullanacaksın akıl ve beceriyi?
RUH - Ben
kullanmayacağım. Akıl ve beceriyi Hansel'e götüreceğim. Tekrar onu kazanmak.
Onun bedenine girmek istiyorum Aziz Rahip.
RAHİP - Güzel,
güzelde tekrar niye o bedene girmek istiyorsun onu anlayamadım.
RUH - Başıboş
olmaktan kurtulacağım.
RAHİP - Niye, bak
özgürsün işte, fena mı?
RUH - Yüreksiz bir
özgürlüğün hiçbir değeri yok ki rahip efendi.
RAHİP - Evet anladım
oğlum. Ruh bile olsa herkesin yeri olmalı öyle değil mi?
RUH - Ben de böyle
düşünüyorum efendim. Şimdi bana rahip Şangay'ın yerini söyler misiniz?
RAHİP - (AYAĞA
KALKAR) Gel benimle. (ÜSTLERİNDEKİ IŞIK SÖNER SAĞ KÖŞEDE BİR BAŞKA IŞIK
BELİRİR. ADETA BİR TAPINAKTIR BURASI. ÇEŞİR ÇEŞİT AYNALAR GÖRÜRÜZ)
RAHİP - Evet işte o
sözünü ettiğin aynalar burada başıboş ruh.
RUH - İyi de,
bunlardan hangisi akıl ve beceri aynası? Hem afedersiniz, hani beni Rahip
Şangay'a götürüyordunuz? Hani nerede o?
RAHİP - Rahip Şangay
benim.
RUH - Siz mi? Nasıl
emin olabilirim?
RAHİP - Burayı
benden başka kimse bilmez.. Bir de sen gördün şimdi.
RUH - Peki söyleyin
öyleyse bunlardan hangisi akıl ve beceri aynası?
RAHİP - Güçsüzlere
güç verir bu aynalar. Akıl ve beceri aynası dışında kalan aynalar fikir
aynalarıdır. Akıl ve beceri aynası bir tanedir işte şu gördüğün. Buna sahip
olan her şeyi bilir. Hiçbir şey ondan geri kalamaz.. Bir tek koşul var. İnanmak
şart.
RUH - Ben, ben ona
inanıyorum. (Aynayı alır) Evet, evet Hansel'in bedenine tekrar kavuşacağım.
(Ruh eliyle rahibin gözüne dokunur.)
RAHİP - Ahhh,
gözlerim, gözlerim görmüyor.. Beni aldattın. Aldattın beni.
RUH - Vücudum
olmadığı için akıl ve beceri alamam ben. Bunu Hansel'e götüreceğim. Ona
vereceğim bunu.. Hadi hoşçakal Rahip Şangay.
(Ruh koşarak çıkar)
RUH - Dur gitme.
Gözlerimi iyileştir. Beni kör bırakma yalvarırım. Ben sana iyilik ettim. Lütfen
lütfen iyileştir gözlerimi.
IŞIK SÖNER - ORTADA
YANAR... DEDE HANSEL’İ ARAMAKTADIR
DEDE - Hanselll...
Hansel.. Oğlun neredesin? Cevap ver oğlum. Geri dön oğlum.. Dünyadaki tek
varlığım, Hansel oğlum neredesin?
DEDE BİR YANDAN
KAYBOLUR - DİĞER YANDAN PETER PAN GİRER...
PETER PAN - Gördünüz
değil mi çocuklar, zavallı Pitkin dede durmadan torununu arıyor. Ruh derseniz,
dünyanın öteki ucunda, Hansel’in kalbini kazanabilmek için hırsızlık bile
yapıyor. Bakalım Hansel buna kanacak mı? Görmek ister misiniz? Açalım mı hayal
perdemizi? Ha? Seyredelim mi? Evet, açılsın kapılar, aralansın perdeler ve
görünsün serüvenler.
DENİZ KIYISINDA RUH
DURMUŞ SESLENMEKTEDİR...
RUH - Hanselll...
Hanselll...
HANSEL - (Çok
gerilerden, dekor arkasından gelen bir sesle) Niçin, niçin beni çağırıyorsun?
Ben sana beni arama demedim mi?
RUH - Dinle Hansel
lütfen dinle. Çok önemli. Senin için taaa Hindistan’a gittim. Sana akıl ve
beceri aynasını getirdim. İnan senin için.
HANSEL - Ne
yapacağım ben bu aynayı?
RUH - Dünyanın en
becerikli ve en akıllı insanı olacaksın Hansel.
HANSEL - Unutma ki
sevgi, akıl ve beceriden daha önemlidir.
RUH - Hayır Hansel.
Salt sevgi yaşatmaz insanı. Akıl ve beceri çok daha önemlidir.
HANSEL - Hayır
ruhum, hayır. Beni bir daha kesinlikle rahatsız etme. Bu seni son uyarışım.
RUH - Dur gitme
Hansel, ne olur beni yeniden al bedenine. Beni yalnız bırakma.
HANSEL - Benim
mutluluğumu bozma. Çıkma bir daha karşıma. Hoşça kal. (GİDER)
RUH - Yine
geleceğim.. Bu kez başka dünya nimetleriyle. Unutma yine geleceğim. Hansel...
Hansel... Gitti. Gitti.. Olsun, yılmayacağım. Başka dünya aldatmacılarından
getireceğim. Yılmayacağım. (Hızla çıkar)
PETER PAN - Ne
dersiniz çocuklar, Hansel kanmadı ruhun getirdiğine. Siz olsanız ne yapardınız?
Durun daha karar vermeyelim, biraz daha sabredelim olur mu? Bakalım neler
olacak, bırakalım onlar kendileri karar versinler.
DİĞER TARAFTAN DEDE
GİRER - HALA ARAMAKTADIR
DEDE - Hanselll..
Hanselll.. Hansel... Neredesin evladım? (PETER PAN’IN OLDUĞU YERE GELİR - SEYİRCİYE
DÖNÜK OLARAK) Aramadığım yer kalmadı.. Oğlum hiç değilse bir cevap ver...
Hanselll.. Neredesin? Yaşadığını bileyim yeter... Bak bütün ağları onardım,
bugün sandalı da onaracağım.. Hanselll.. Bana bir ses ver oğlum. Hanselll..
Hansel.. Hansel.
(DEDE VE SESİ
GİDEREK KAYBOLUR.)
PETER PAN - Evet
çocuklar, gördüğünüz gibi Pitkin dede hala Hansel’i aramakta. Sözünüzü
unutmayın, dedeye Hansel’in nerede olduğunu söylemek yok... Masalımız böyle
gelişiyor.. Hayallerimiz böyle gelişiyor. Bozmayalım onları.. Bakalım bundan
böyle neler olacak hep birlikte görelim.
IŞIK DEĞİŞİR - BU
KEZ GENE MAVİ BİR IŞIK OLUŞUR
ŞARKI
PAPALİNA -
GÜCÜMÜN HAYATIMIN
BENİM DÜNYAMIN
DİLSİZ BİR
ÇAĞLAYANIN
KÖPÜK DANTELİNE
BIRAK KENDİNİ
HANSEL -
İŞTE YEMİŞLER
İŞTE DALLAR ÇİÇEKLER
İŞTE YILDIZLAR
İNSANLAR
DENİZLER ÇEKİYOR
DENİZLER
DENİZ... DENİZ...
DENİZ...
İŞTE DENİZLE BULUŞAN
BENDENİZ.
PAPALİNA -
O SIVI MAVİLİĞİN
İÇİNDE
ISLANSIN İNSAN
VÜCUDUN
DÜŞÜNME DERİNLİĞİNİ
YUVAMIZIN
BAK DENİZ ATLARI
ARABAMIZ
BALIKLAR TÜM
DOSTLARIMIZ
İŞTE BEN O YOSUNLU
SUDAKİ KIZ
İKİSİ -
GÜCÜMÜZ HAYATIMIZ
DENİZ BİZİM DÜNYAMIZ
COŞKUMUZ BİTMEZ
SEVGİMİZ
KENETLENDİ ELLERİMİZ
DOSTLUĞA KERDEŞLİĞE
İYİYE DOĞRUYA
BÜYÜĞE KÜÇÜĞE
BERABERİZ HEPİMİZ
DENİZLER BİZİM
EVLERİMİZ..
IŞIKLAR SÖNER
RUH SEYİRCİNİN
ARASINDAN GİDER...
BİR ARAP EZGİSİ
DUYULUR - RUH SAHNEYE YAKLAŞTIKÇA MÜZİK AZALIR AYDINLANAN SAHNEDE BİR ARAP
ŞEYHİ BELİRİR
ŞEYH - Kimsin sen
yabancı?
RUH - Hansel adında
bir balıkçının ruhuyum şeyh hazretleri.
ŞEYH - (GÜLÜMSER)
Peki senin kendi adın yok mu?
RUH - Eee, şey, ben Hansel’e
ait olduğuma göre, benim adım da Hansel olur, öyle değil mi?
ŞEYH - Nereden
geliyorsun?
RUH - İskoçya’dan
şeyh hazretleri.
ŞEYH - (KAHKAHALARLA
GÜLEREK) Demek kalktın İskoçya’dan buraya geldin öyle mi? Baksana sen, sen
benimle dalgamı geçiyorsun? Sen benim gücümün derecesini bilir misin? Ben
buraların efendisiyim anladın mı?
RUH - İnanın lütfen,
hem sizinle niye dalga geçeyim, benim size ihtiyacım var..
ŞEYH - Sokulma bana,
yoksa yoksa (KILICINI ÇEKER) Parçalarım seni.
RUH - Bunu kendin
istedin. (ELLERİNİ ŞEYHİN GÖZLERİNE DEĞDİRİR. ADAMIN GÖZLERİ GÖRMEZ OLUR)
ŞEYH - Hey ne yaptın
gözlerime? Görmüyorum... Tanrım görmüyorum.
RUH - Şimdi anladın
mı güç kimdeymiş? Eğer istediğimi verirsen yeniden görür gözlerin.
ŞEYH - Ne istersen
veririm.. Tüm.. Tüm malım, tüm hazinem senin olsun yeter ki aç gözlerimi.
Yalvarırım..
RUH - Dinle, bir tek
şu elindeki yüzüğünü istiyorum. Her şeyin senin olsun.
ŞEYH - Ama değersiz
bir yüzüktür o.
RUH - Olsun bir o
yüzüğü istiyorum. Çünkü o yüzüğün ne işe yaradığını biliyorum.
ŞEYH - Nereden
bilebilirsin ki?
RUH - İstiyorum o
yüzüğü.
ŞEYH - Bak sana
hazinemi veriyorum. İstediğin yere götür. Onları taşımam için develer de
vereyim sana. Yeter ki şu gözlerimi aç.
RUH - Hayır dedim.
Bir tek o yüzüğü istiyorum ve alacağım (ÜSTÜNE YÜRÜR VE YÜZÜĞÜ ZORLA ALIR)
Haydi bakalım hoşçakal inatçı şeyh. O gözler de benim sana bir armağanım
olsun.. (GÜLEREK UZAKLAŞIR) Hoşça kal... Hoşça kal...
ŞEYH - (PANİK İÇİNDE
ORAYA BURYA ÇARPARAK KULİSE DOĞRU GİDER) Gitme yalvarırım, gözlerimi açmadan
gitme.. Dur yabancı. Lütfen lütfen gitme... Yalvarırım...
IŞIKLAR DEĞİŞİR -
DEDEYİ GÖRÜRÜZ BU KEZ DAHA BİTKİNDİR
DEDE - Hanselll...
Hanselll.....
DEDE - Hanselll...
Hanselll..... Neredesin oğlum cevap ver!.. (DİĞER YANDAN KAYBOLUR)
(RUH DENİZ KIYISINA
GELİR VE SESLENMEYE BAŞLAR)
RUH - Hansell...
Hansel... Benim. Senin ruhun. Lütfen görün bana.
HANSEL - (DEKORUN
ARKASINDAN) Gene mi sen yapışkan ruh, sana gelmemeni söylemiştim.
RUH - Ama ben
geleceğimi.. Bak geldim işte.
HANSEL - (GÖRÜNÜR)
Peki bu kez ne istiyorsun, çabuk söyle Papalina beni yemeğe bekliyor.
RUH - Sana bu sefer
ne getirdim biliyor musun? (YÜZÜĞÜNÜ GÖSTERİR) Bak. Ne bu biliyor musun?
Sihirli bir yüzük. Taaa Arabistandan getirdim. Buna sahip olmak istemez misin?
O an dünyanın tüm krallarından bile güçlü, onlardan bile varlıklı olacaksın..
HANSEL - Ben
zenginlik, ben güç istemiyorum inatçı ruh. Benim sevgim bana yetiyor.
Papalina’mın sevgisi ise dünyanın tüm hazinelerinden daha değerli benim için..
Hadi bakalım hoşşçakal.. Bir daha da rahatsız etme beni... (KAYBOLUR)
RUH - (ÖFKE DOLU)
Unutma gene geleceğim Hansel.. Seninle beni hiçbir güç ayrı koyamayacak... Gene
geleceğim... (IŞIK ÜSTÜNE SÖNER)
(ÖBÜR KÖŞEDE YANAN
IŞIK ALTINDA PETER PAN’I GÖRÜRÜZ.)
PETER PAN - Gördünüz
değil mi çocuklar, Hansel’in gözü Papalina’nın sevgisinden başka bir şeyi
görmüyor. Ruh da onu kandırabilmek için önüne gelene kötülük bile ediyor...
Bakın, bakın bu kez de öbür taraftan geliyor.. Ses çıkarmayın, şıışşt, susun
birlikte izleyelim.
RUH - (SİZSİCE
GELİR) Hansel... Hanselll...
HANSEL - (BU KEZ
ÖFKEYLE GELİR) Sana kaç kez söyledim gelme bana diye. Dinlemek istemiyorum
seni. İstemiyorum.
RUH - Son kez dinle.
HANSEL - Hayırrr. Ne
güç istiyorum, ne zenginlik ne de akıl.
RUH - Ama bu gün
söyleyeceklerim bunlarla ilgili değil.
HANSEL - Neyle
ilgili peki?
RUH - Çok güzel
şeyler gördüm ben. Çok güzel.
HANSEL - Anlat
bakalım neymiş gördüğüm?
RUH - Şu gördüğün
dağın ardında bir nehir var. Onun kıyısında da bir han.. O han da ise güzeller
güzeli bir kız.. Güzeller güzeli.
HANSEL - Ben Papalina’dan
daha güzel bir kız düşünemiyorum. Anlamıyor musun?
RUH - Ama bu kızın
muhteşem bir becerisi var.. Papalina’da olmayan.
HANSEL - Neymiş o?
RUH - Bu kızın,
küçücük güvercinleri bile kıskandıracak, minicik ayakları var.. Ve bu minicik
ayakları üstünde öylesine güzel raks ediyor ki aklın durur.
HANSEL - Dans mı
ediyor?
RUH - Ona dans etmek
değil ibadet denir.. Öylesine şiir dolu ki, sanki kanatlanıyor sanki bulutlarda
dolaşıyor.. Onunla birlikte sanki sen de göklere çıkıyorsun.. Senin
Papalina’nda olmayan ayaklarıyla böylesine bir gösteri yapabilir mi sana? Söyle
yapabilir mi?
HANSEL - Şeeyy,
yapamaz tabii...
RUH - Bu güzelliği
görmek istemez misin?
HANSEL - Çok mu
uzakta bu han?
RUH - Çok uzak
sayılmaz.. Hemen gidip dönülebilir.
HANSEL - Ama ben ruhsuz
nasıl yaşarım karada?
RUH - Ben buradayım
Hansel. Tekrar bedenine alabilirsin beni.
HANSEL - Ama o zaman
denize dönemem.
RUH - Gidip
geldikten sonra beni tekrar çıkarırsın bedeninden.
HANSEL - Evet o
olabilir.
RUH - Bıçağın
yanında mı Hansel?
HANSEL - Yanımda..
RUH - Hadi, hadi o
zaman elimizi çabuk tutalım. Al beni bedenine. Çağır beni tekrar.
HANSEL - (İKNA
OLMUŞTUR. BIÇAĞINI ÇIKARIR RUHUNUN ÖNÜNDE DURUR GÖLGEYİ KESER VE BUYURUR) Ey
ruh, benim olan ruh. Sana emrediyorum, vücuduma geri dön. (IŞIKLAR DEĞİŞİR, BİR
SPOT IŞIKLA ŞİMŞEKLER ÇAKAR MÜZİK YÜKSELİR... KÖŞEDEKİ SPOT YANAR VE Peter
Pan’I GÖRÜRÜZ.)
PETER PAN - Gördünüz
ya çocuklar, ruh sonunda Hansel’i kandırdı. Demek ki her insanın zayıf olduğu
bir yanı var.. Görelim bakalım zaman ne gösterecek? Hansel bu çapraşık duygudan
nasıl kurtulacak? Ruh muradına erebilecek mi? Ben gidip şu Pitkin Dedeyi
teselli etmeliyim. Çok ihmal ettim onu. Çok üzüldü zavallı. (SAHNENİN ÖTEKİ
YANINA YÜRÜRKEN IŞIK KULÜBENİN ÖNÜNÜ AYDINLATIR DEDE OTURMUŞ ACI ACI DÜŞÜNMEKTEDİR)
PETER PAN - Merhaba
Pitkin Dede.
DEDE - Merhaba
evlat, merhaba. Öldüm bittim. Her yerde aradım Hansel’i ama bulamadım. Sanki
yer yarıldı dibine girdi. Ya da deniz yuttu oğlumu. Artık en küçük bir umudum
kalmadı. Bulamayacağım.
PETER PAN - Üzülme
dede. Ben buldum onu.
DEDE - (HEYECANLA)
Buldun mu, nerede, çabuk söyle, çabuk?
PETER PAN - Dur
dedeciğim heyecanlanma söyleyeceğim. Şu dağın ardındaki handa raks eden, dünya
güzeli bir kızı izlemeğe gitti az evvel.
DEDE - Tanrım,
tanrım sana şükürler olsun, oğlumu buldum sonunda, sana minnettarım.. Sağol
Peter, sen de sağol.. Gel seni bir öpeyim. (ÖPER) Sağol evlat.. Gidiyorum ben.
Oğlumu görmeye gidiyorum. Şu sakat bacağıma rağmen gidiyorum. (DEDE SANKİ
GENÇLEŞMİŞ GİBİ KOŞARAK ÇIKAR)
PETER PAN -
(ARKASINDAN) Hoşçakal dede.. Koşma, yorma kendini.. Nasıl sevindi değil mi
çoçuklar? Bakalım bulabilecek mi torununu? Hadi izleyelim. Bakalım hayallerimiz
bizleri nereye götürecek?
IŞIKLAR KARARIR-BİR
DOĞU MÜZİĞİ EŞLİĞİNDE YENİDEN YANARKEN SAHNEDE DANS EDEN PAPALİNA GÖRÜLÜR-EŞSİZ
BİR GÖSTERİDİR BU. SEYİRCİNİN ARKASINDAN GİREN HANSEL RUHUYLA
KONUŞMAKTADIR-RUHUN SESİ BOŞLUKTAN-EKOLU BİÇİMDE BANTDAN GELİR.
HANSEL - O harika
dans eden kızı burada mı gördün?
SES - Hayır burası
değil.
HANSEL - Yani devam
ediyoruz aramağa, öyle mi?
SES - Evet devam
ediyoruz. SEYİRCİNİN ARDINDA ONLAR KAYBOLURKEN DEDENİN SESİ DUYULUR
UZAKLARDAN-HANSELİ ÇAĞIRMAKTADIR.
DEDE - Hansel oğlum
neredesin? Benim deden.. Hansel.. Hansel....
Işık kaybolurken
sahnede dans eden Papalina yeniden görünür..
HANSEL SALONUN BİR
BAŞKA YERİNDE GÖRÜNÜR GÖRÜNMEZ PAPALİNA’NIN IŞIĞI SÖNER.
HANSEL - Öldüm
yürümekten. Hani nerede dans eden kız? Burası mı?
SES - Hayır burası
değil..
HANSEL - Hani çok
yakındı? Hani gidip dönecektik hemen? Ben artık yürüyemiyorum. Hem açlıktan
ölmek üzereyim. Bak hava da kararıyor.
SES - Bir yerde
kıvrılır uyuruz. Yarın gideriz dans eden kıza.
BU ARADA SAHNEYE
YAKLAŞMIŞLARDIR SAHNEDE YERE OTURMUŞ BİR ADAM VARDIR YANINDA BULUNAN BİR
SEPETTEN YEMEK YEMEKTEDİR HANSEL ONA YAKLAŞIR.
SES - Git o adamdan
yemek aşır hadi.
HANSEL - Saçmalama.
Ben hırsız mıyım?
SES - Açlıktan
geberecek misin?
HANSEL - Hırsızlık
yapacağıma ölmeyi tercih ederim.
ADAM DEHŞETLE KENDİ
KENDİNE KONUŞAN HANSEL’İ SEYRETMEKTEDİR.
SES - Hadi aptallık
etme, git çal adamın yemeğini.
HANSEL - (BAĞIRARAK)
Hayırrrr...
TACİR - Merhaba
yabancı, bir derdin mi var?
HANSEL - Yoo, hiçbir
derdim yok.
TACİR - Hayır, kendi
kendine konuşuyorsun da..
HANSEL - Kendi
kendime mi?
TACİR - (ÇEKİNEREK)
Ya da bana öyle geldi.
SUSKUNLUK....
SES - Hadi aptallık
etme çal yemekleri..Çal... Çal... Çal......
HANSEL -
Hayırrrr.....
SUSKUNLUK
TACİR - (KORKUYLA
AMA SEVECEN) Otur.. (HANSEL DENİLENİ YAPAR) Bir şeyler yemek ister misin?
HANSEL - Sağol..
TACİR - Çekinme,
al.. buyur.. İstediğin kadar yiyebilirsin.. HANSEL ALIP YEMEĞE BAŞLAR- GİDEREK
DAHA İŞTAHLA YER TACİR GÜLÜMSER. Bu kadar açtın madem neden istemedin başta?
İnsanız hepimiz, bir gün de sen bana ikram edersin.. İnsanlar birbirini
sevmeli, yardım etmeli, öyle değil mi?
SUSAR O SIRADA RUHUN
SESİ YANKILANIR ÇAL ÇAL ÇAL
TACİR - Ben tacirim.
Hep gezerim. Diyar diyar... Hem alışveriş eder para kazanır, hem de senin gibi
böyle yeni insanlar, yeni kardeşler tanırım. Bunun zevkini dünyada hiçbir şeye
değişmem. Demin de dediğim gibi insanlar birbirini sevmeli. Herşey iyilik ve
sevgi üstüne kurulmalı bu dünyada. Öyle değil mi? SUSKUNLUK Doymadınsa, daha
alabilirsin. Hatta hepsini yiyebilirsin.. Çekinme lütfen...
HANSEL - Sağol,
doydum..sağol..
TACİR - Eeee
tanışalım mı artık? Benim adım Sinbad. Seninki nedir?
HANSEL - Ben de
Hansel.. İskoçyalıyım.. Balıkçılık yaparım. Nehir kıyısındaki bir hanı
arıyorduk, yolumuzu kaybettik.
TACİR - Kiminle
arıyordun, bir arkadaşınla mı?
HANSEL - Şey, yani
ben tek başıma arıyordum. Tek başıma..
TACİR - (BİRAZ
ŞAŞIRMIŞ)Yaa? Neyse.. Ama artık hava karardı, yarın ararsın.. Ben burada
geçireceğim geceyi. Şöyle kıvrılıp uyuyacağım, istersen sen de uyu. Hem
birbirimize can yoldaşı oluruz. Tamam mı?
HANSEL - Sağol...
Başka çare yok anlaşılan... (UZANIR) İyi uykular.
TACİR - (O DA KIVRILIR)
Sana da Hansel. Sana da iyi uykular...
MÜZİK VE IŞIK
EŞLİĞİNDE BİR ZAMAN AŞIMI VERİLİR
MÜZİK SUSAR - BİR
SÜRE SESSİZLİKTEN SONRA
SES - (RUH)
Hansel... Hansel... Uyan... Uyan Hansel.
HANSEL KIPIRDANARAK
UYANIR
SES - Kalk kalk...
HANSEL DİKİLİR.
SES - Sinbad’ın baş
ucundaki torbayı görüyor musun? İçi altın dolu. Al onu.. Al onu.. Al onu...
HANSEL - Hayır..
Alamam. Ben hırsız değilim. Hayır.
SES - Al onu
Hansel.. Al. Zengin oluruz. Bizim olsun o altınlar. Al onu.
HANSEL - Hayır
diyorum. Hayır. Ne kötüsün sen, sen benim ruhum olamazsın.
SES - Kalk ve al
Hansel... Al Hansel.. Al Hansel.. Al Hansel... Al Hansel...
HANSEL BİR UYURGEZER
GİBİ KALKAR RUHUN İSTEDİĞİNE UYMAYA BAŞLAR
SES - Korkma Hansel.
İçini rahat tut. Eğil ve al onu. Hadi. Hadi. Hadi. Sonra kaçıp gideriz. Al onu.
Al onu. Al onu.
Hansel eğilmiş tam
alırken sinbad uyanır ve görür.
TACİR - Hansel, ne
yapıyorsun? Delirdin mi sen? Onlar benim.
SES - Al onu.. Al
onu.. Al onu..
HANSEL TORBA ELİNDE
AYAĞA KALKMIŞTIR.
TACİR - Hansel, ben,
ben sana iyilik ettim. Aşıma ortak ettim seni, sana kardeşlik ettim. Nasıl
yaparsın Hansel?
SES - İt onu düşsün.
İt onu düşsün.
HANSEL DENİLENİ
YAPAR.
TACİR - Hansel
lütfen sen bu kadar kötü olamazsın. İsteseydin ben verirdim sana. Lütfen..
SES - Vur kafasına
Hansel.. Vur kafasına. Vur kafasına.
HANSEL SESE UYAR VE
TACİR’İN KAFASINA TORBAYLA VURUR ADAM YERE DÜŞER AYNI ANDA IŞIKLAR DEĞİŞİR.
HANSEL PANİK VE ŞAŞKINLIK İÇİNDE KOŞARAK GİRER.
HANSEL - Tanrım ne
yaptım ben? Nasıl yaptım bunu? Nasıl uydum o kötü ruhumun dediklerine? Nasıl
yaptım ben?
SES - Rahat ol
Hansel. Rahat ol aldırma.
HANSEL - Sus
dinlemek istemiyorum seni. Sus. Senden nefret ediyorum. Neden yaptırdın bana bu
kötülüğü, neden?
SES - Neden mi?
Dinle Hansel. Sen beni vücudundan kopartıp attın. Başıboş bıraktın beni. Yalnız
bıraktın.. Bütün bu kötülükleri işte o zaman öğrendim. Kendimi savunmak için
Hansel.
HANSEL -
Kötülüklerine kılıf arama. Beni ortak etme onlara, anladın mı? Sen çok kötüsün.
Tanrım nasıl kandım sana? İçimdeki sevgiyi bile unutturdun bana.
SES - Üzülme Hansel,
bak elindekiler artık bizim. Biz de zenginiz. Dilediğimiz gibi yaşayacağız
artık. Gönlümüzce..
HANSEL - (ELİNDEKİ
ALTINLARI FARKEDER - FIRLATIR YERE VE ÜSTÜNDE TEPİNMEĞE BAŞLAR) Hayır..
İstemiyorum bunları. Seninle yaşamak da istemiyorum kötü ruh.. Şimdi
kurtulacağım senden. Yeniden kurtulacağım.
Bıçağına sarılır
gölgesini kesmeğe uğraşır. Emrediyorum sana çık vücudumdan. Defol, defol..
İstemiyorum seni.
SES - Kahkahalarla
gülmektedir.
HANSEL - Emrediyorum
çık vücudumdan çık.. Çık diyorum sana.
SES - İnsan ruhunu
bir kez kovabilir Hansel. Sadece bir kere. Artık o elindeki bıçağın hiçbir
hükmü kalmadı. Artık sonsuza kadar içindeyim. Artık benimle yaşamak zorundasın
unutma bunu. Bundan böyle benden vazgeçemezsin.
YİNE GÜLER
HANSEL - O
kahrolasıca cadı bunu bana neden söylemedi? Tanrım yardım et bana. Ah keşke
dedem burada olsaydı. Dedeciğim dedeciğim...
DEDE - ARKADAN
GİRER... Hansel yavrum neredesin? Hansel...
HANSEL - SAHNEDE.
Dedemin sesi bu. Dede! Dedeciğim buradayım.
SAHNEYE ÇIKAR
KUCAKLAŞIRLAR.
DEDE - Oğlum benim.
Nasıl aradım seni bir bilsen.. Ama sonunda sana kavuştum..
HANSEL - Dedeciğim,
bağışla beni seni çok üzdüm.
DEDE - Neyin var,
neden bu kadar öfkelisin?
HANSEL - Ruhum dede,
ruhum bana olmadık kötülükleri yaptırıyor.
DEDE - Ama sen onu
çok başıboş bıraktın oğlum. İnsan ruhuna hep sahip çıkmalı, onu her türlü
kötülükten korumalıdır. Onu tertemiz, saf kılmalıdır. Öyle değil mi?
HANSEL - Haklısın
dede, keşke onu içimden atmasaydım. Şu anda inan ki ne yapacağımı bilemiyorum
PETER PAN -
(YAKLAŞARAK)Üzülme Hansel bir çözüm buluruz,üzülme.
HANSEL - Peter Pan
nasılsın?
PETER PAN -
İyiyim,merak etme...
HANSEL - Ben
mahvoldum, bu ruh bana en büyük kötülükleri yaptırdı. Bana ekmek veren, dünya
güzeli bir adamı öldürttü bana. Mahvoldum.
PETER PAN - O ölmedi
ki Hansel,yalnızca bayıldı.
HANSEL - Ölmedi mi?
PETER PAN - Ölmedi
tabi...Bak, bak geliyor o taraftan, hadi kendisinden özür dile. Hadi.
KAFASI SARGILI
OLARAK SİNBAD GİRER.
HANSEL - Bağışla
beni Sinbad. Lütfen. Bak altınların burada. Bir teki eksik değil..
TACİR - Önemli değil
Hansel...Ben zaten biliyordum senin kötü bir insan olmadığını.
PETER PAN - Sarılın
bakalım o zaman iki kardeş gibi. Hadi durmayın. Sarılsınlar mı çocuklar ,ha ne
dersiniz? Bakın duydunuz mu çoçuklarda öyle istiyor. Bumdan böyle Pitkin dede
hepimizin dedesi olsun, bizler de kardeşler, ağabeyler, ablalar olalım sizlere,
olur mu çocuklar? İster misiniz?
HANSEL - İyi de bu
ruhum bana yeniden kötülük yaptırmaya kalkarsa, ne yaparım ben?
DEDE - Hansel, sen
onu bedenine aldığında, kalbine almış mıydın?
HANSEL - Hayır. Çok
kızgınım ona.
DEDE -
Olmaz,kalbinde saklayacaksın ki onu, seni sevsin, senin sıcaklığınla mutlu
olsun ve kötülük yapmasın, yaptırmasın.. Hadi barış onunla, hadi oğlum al onu
kalbine.
HANSEL - Alayım mı
çocuklar ne dersiniz, siz karar verin... Peki, peki hem dedemin hem de sizlerin
hatırı için bağışlıyorum ben de onu. Evet alıyorum onu kalbime.
SES - (ÇOK MUTLU BİR
SESLE) SAĞOL HANSEL SAĞOL HANSEL SAĞOL HANSEL
PETER PAN - Duydunuz
değil mi çocuklar. Demek ki insan kalbiyle, ruhuyla, duygularıyla bir bütün bu
dünyada. Birbirlerinden ayrılmayan kavramlar. Önemli olan onların bir uyum, bir
bütün, bir sağlıklı yapı içinde birlikte olmaları.. O zaman ne kötülükler olur
dünyamızda, ne çirkinlikler.. Öyle değil mi çocuklar?
HANSEL - Peki
Papalina ne olacak Peter?
PETER PAN -
Bırakalım herkes ait olduğu yerde, mutlu olduğu ortamda yaşasın Hansel..
HANSEL - Peki ben
onu bir daha göremeyecek miyim?
PETER PAN - Neden
göremeyeceksin kardeşim? Ne zaman denize açılsan o gene sana şarkılarıyla eşlik
edecek. Sevgisiyle yalnız bırakmayacak seni. Ne seni ne de başkalarını. En çok
da şu salonda bizleri izleyen dünya güzeli çocukları.. Önemli olan sevgiler tam
olsun yüreklerimizde. Hem yüreklerimizde hem hayallerimizde.. O zaman, o zaman
masallar bile sevgiyle dolar. Hem de dolup taşar.. Öylesine taşar ki asırlar
ötesine bile ulaşır.. Tabii ya, bakın ben nasıl geldim yıllar ötesinden.. Niye?
Çünkü yüreğimde eksilmeyen bir sevgi denizi var. Gencecik.. Öylesine coşkulu ki,
dünyanın tüm çocuklarına yeter.. Hepinize.. Hadi bakalım, bu günlük kapatalım
mı hayat perdemizi? Hem unutmayın ben konuğum sizlere.. Daha bir sürü işim var.
Dünyanın bütün ülkelerindeki çocuklar beni bekliyor. Onlara da sözüm var..
Gitmek zorundayım.. Ama üzülmeyin gene geleceğim sizlere. Nasıl gelmem, öyle
güzel şeyler yaşadım ki sizlerle.. Unutabilir miyim sanıyorsunuz?
HANSEL - Bizler de
seni unutmayacağız Peter Pan.. Öyle değil mi çocuklar?
DEDE - Tabi evlat..
Hiçbirimiz.. Şimdi dilerseniz sevgili çocuklar, bir armağanla uğurlayalım
sevgili Peter Pan’ı.. Ona sevgi dolu, dostluk dolu, güzellik dolu bir şarkı
sunalım.. İster misiniz?
ŞARKI
GELİN HEPİNİZ
GELİN BİZLERE
SEVGİMİZE
MUTLU OLDUK
BİZ BİZE
GELİN HEPİNİZ
GELİN BİZLERE
KENETLENSİN ELİMİZ
BİRBİRİMİZE
GELİN HEPİMİZ
GELİN BİZLERE
NEŞ’E KATALIM
NEŞ’EMİZE
BİZLER ÇOCUKLARIZ
BİZLER DÜNYAYIZ
TOPLANDIK HEPİMİZ
DOSTLUĞA KARDEŞLİĞE
DOĞRULUĞA İYİYE.
GÜZELLİĞE NEŞEYE
TOPLANDIK HEPİMİZ
SEVGİYE BERABERLİĞE
GELİN HEPİNİZ
GELİN BİZLERE
BAŞLASIN
HAYALLERİMİZ
BİTSİN HEP BİZ BİZE
GELİN HEPİNİZ
GELİN BİZLERE
EL SALLAYALIM
BİRBİRİMİZE
EL SALLAYALIM
GİDENLERİMİZE
SEVGİLERLE
SEVGİLERLE
SEVGİLERLE
BİRBİRİMİZE
ŞARKININ SONUNA
DOĞRU PETER PAN YAVAŞ YAVAŞ, SEYİRCİNİN ARASINDAN UZAKLAŞIR. BU BİR ÇEŞİT ONUN
DA UĞURLANMASIDIR.