Dedikoduyu hiç sevmem. Başkasının
etlisine, sütlüsüne karışmak hiç hoşuma gitmez. Neme lazım, bu huyumdan çok
memnunum.
Bu yıl okullar açıldı açılalı hiçbir
arkadaşıma “Gözünün üstünde kaşın var.” demedim. Laf aramızda bazı çocuklar,
pek alıngan olurlar. Hele bir tanesi var ki, şimdi adı lazım değil, buluttan
nem kapar.
Geçenlerde ona; Kardeşim dedim,
Matematik problemlerini çözerken evde sana kim yardım ediyor? Açtı ağzını,
yumdu gözünü de bırakmadı bana…
Oysa sıra arkadaşı Ali’den şey pardon
adını söylememeliydim söylemediğini, kaç kez duydum. Ödevlerini hep ablasına
yaptırıyormuş.Neme gerek, kime yaptırırsa yaptırsın. Öğretmen anlamaz ki
sanki……?Çekirge bir sıçrar, iki sıçrar, üçüncüde de ele geçer.
Neme gerek, biz kendi işimize bakalım.
Dedikoduyu hiç sevmem doğrusu.Falan şöyle yapmış, filan böyle yapmış.Bana ne?
Her koyun kendi bacağından asılır.
Ha, koyun dedim de aklıma geldi. Geçen
gün sınıfta öğretmenimiz yanımdaki arkadaşa: “Koyunla keçi arasındaki
benzerlikleri söyle!” dedi. Çocuk ne dese beğenirsiniz?Koyunun eti, sütü,
kellesi keçiye benzermiş……
Benzese bari. Kendimi tutamadım, fık
diye güldim.Bana öfkeyle baktı.Koyunla keçiyi tanımayan bu çocuk kim, biliyor
musunuz?
Söylemem, söylemem.Söylersem dedikodu
olur.Zaten çok alıngan bir çocuk. Ona sınıfta herkes mıknatıs Süleyman diyor.
Ne söylense hemen kendine çekiyor.Neme gerek benim bir şey söylediğim yok.
Dedikoduyu hiç sevmem……
Sınıfta 42 çocuğuz.Hiç birimizin huyu
ötekine uymuyor.Hele bir çocuk var ki, adı gerekli değil, dedikodu yapmadığı
gün yoktur.Beni ona çekiştirir, onu bana çekiştirir.
Bir gün artık dayanamadım.
-Ayşe, dedim, bu yaptığın doğru
değil.Bırak artık şu dedikoduyu. Herkesi birbirine katacaksın……
Durdu durdu da bana ne söyledi bilir
misiniz? Söylemem, söylersem dedikodu olur.
(Seyircilere doğru eğilir.Elini ağzına
koyar, hafif sesle:)
Ama, siz yabancı sayılmazsınız. Benden
duymuş olmayın.O çocuk bana:
-Dedikoducu senin gibi olur, dedi.