Tasvirler:
Karagöz
Hacıvat
Çelebi
Zenne
Ana kadın
Külhancı
Kilci
Arap Mercan
Arap Şetaret
Çalgıcı kızlar
Karagözün karısı
Karagözün oğlu
(Yaşar)
Matiz (Tuzsuz deli
bekir)
Beberuhi
Hamam
Merdiven
Nâreke zırıltısı ve
tef velvelesi ile göstermelik kalktıktan sonra Hacıvat semai söyleyerek gelir:
Acep
ol dilber-i râna
Öpülmez mi sevilmez mi vay
Semai bittikten
sonra perde gazelini okur, perde gazeli bittikten sonra devamla;
Hacıvat: Huzur-u
haziran, cemiyet-i irfan, vakt-i safâyı merdan, lâindir, dinsizdir, münâfıktır
şeytan, şeytanın dinsizliğine, rahmânın birliğine, bizi temâşâya tenezzül
buyuran ahibbânın sağlığına (yeri öper, ayağa kalkar, devamla) demem o demek
değil, ben bendenize, ben duacınıza eli yüzü yunmuş, sohbeti tatlı
Karagöz:
(penceresinden) Hoş geldin şalgam suratlı
Hacıvat: Edebiyat
bilse, Arabiyat bilse, Fârisi bilse, ilm-i hendese, ilm-i taktaki, ilm-i
vakvaki
Karagöz:
(penceresinden) Daha ne halt etse?
Hacıvat: Biraz da
fenni şşir-i musikiye aşina olsa, geliverse karşıma, o söylese ben dinlesem,
efendim haddim olmayarak bendeniz söylesem o dinlese
Karagöz:
(penceresinden) Hacıvat da bekçi Mehmet ağadan bir temiz sopa yese
Hacıvat: Her ikimiz
söyleşirken seyreden ahibbâ safâyâb olsa, diyelim işimizi mevlam rast getire,
yar bana bir eğlence medettt, aman bana bir eğlenceee medeett
Karagöz:
(penceresinden) Hacıvat, bağırma gelmeyeceğim
Hacıvat: Gel benim
serv-i bülendim
Karagöz:
(penceresinden) gelemem benim sümüklü efendim
Hacıvat: gel benim
ömrümün hâsılı
Karagöz: (penceresinden)
Gelemem ayağımın mayasılı
Hacıvat: Gel benim
serseri gezenim
Karagöz:
(penceresinden) Atlarsam kafanı ezerim
Hacıvat: Karagözüm
aşağı gel
Karagöz: Memgel
Hacıvat: Pergel mi?
Karagöz: hayır beş
on tane usta dülger
Hacıvat: Anlaşıldı
Karagözüm, bu akşam canın gene letaif istiyor
Karagöz: Nasıl da
bilirsin kadayıf istediğimi
Hacıvat: Öyleyse
lisan bilir misin?
Karagöz: Nisanı da
bilirim Mayısı da
Hacıvat: Rumca
bilir misin?
Karagöz: Bilirim
Hacıvat: Elado
Karagöz: Elin
doluysa oraya ko
Hacıvat: Peki
Ermenice bilir misin?
Karagöz: Bilirim
Hacıvat: Egurnayim
Karagöz: Ko oraya
sonra alayım
Hacıvat: Peki
Yahudice bilir misin?
Karagöz: Bilirim
Hacıvat: Venaki
Karagöz: Al parayı
ver rakıyı
Hacıvat: İngilizce
yes yes?
Karagöz: Geveleme
sesini kes
Hacıvat: İtalyanca
bilir misin?
Karagöz: Zahir
Hacıvat: Venikova
Karagöz: Yeni kova
eski kova sana ne?
Hacıvat: Fransızca
bilir misin?
Karagöz: Bilirim
Hacıvat: Vönezisi
Karagöz: Yandı
yorganın eskisi
Hacıvat: Şu halde
Çingenece bilir misin?
Karagöz: Süt be süt
Hacıvat: Öyleyse
uclan
Karagöz: (atlar)
Soskiros
Hacıvat: Ben ne
diyeceğim?
Karagöz:
Somborloskeros
Hacıvat: Bu ne din
kelamı ve ne dil lisanı?
Karagöz: Çingene
işi
Hacıvat: Anlamadım
Karagöz: (hafifçe)
Çingene
Hacıvat: Çengelde
mi?
Karagöz: Hayır
sırıkta asılı
Hacıvat: Doğru
söyle siz kimlerdensiniz?
Karagöz: Biz
Unkapanında elek yapar elek satarız
Hacıvat: Siz
Unkapanında börek yapar börek mi satarsınız?
Karagöz: Sen de
benden Zeyrek’te bir tokat yer misin (vurur)
Hacıvat: karagözüm
doğru söyle siz kimlerdensiniz?
Karagöz: Çiinn.....
gaaa...... neee..... (vurur) Bizim Çingeneliği meydana vuruncaya kadar uğraştı
Hacıvat: Aman
Karagözüm sen Çingene değilsin, sana çingene diyenler bühtân ederler, senin
ahlakın Çingenedir
Karagöz: Milletin
dilini tutamazsın ki, yalan yanlış derler
Hacıvat: Şimdi beni
dinle Karagözüm
Karagöz: Söyle
kulak tozum
Hacıvat: Geçen gün
benim nazlımla nâzeninim hamama gitmek üzere hazırlanırlarken kapı çalınır,
nazlım kapıyı açar bir de bakar ki o senin şıllık, şırfıntı, bî müsibet, bî
edep pis murdar karın değil mi? Nazlım terbiye ve nezaketi itibariyle buyurun
der
Karagöz: Hacıvat, o
nazlı olacak kim oluyor?
Hacıvat: O benim
karım
Karagöz: Senin
hanımının güzel adı var da benim karımın neden o kadar berbat adı oluyor?
Hacıvat: O senin
şıllık şırfıntı mendebur pis murdar karın içeri girer, pis ayaklarıyla, o pis
feracesiyle paldır küldür yukarı çıkar, odadan içeri girer, sakızlar gibi
tertemiz yeni yayılmış minderin üstüne çıkar kurulur
Karagöz: Aferin
benim karıya
Hacıvat: böyle
hazırlanmışsınız nereye gidiyorsunuz? Der. Nazlımla nazeninim hamama gidecektik
derler, o senin şıllık şırfıntı pis murdar karın ben de gelirim diyerek hemen
kalkar gider evden yırtık pırtık parça parça pis bir iki silecek peştemalı
bohçalayıp nazlımla nazeninimin peşine takılarak hamama girer.
Karagöz: yaşasın
benim karı!
Hacıvat: Hamamcı
kadınlar nazlımla nazeninimi buyur ederler, temiz sedirler üzerine bohçalarını
açarlar, soyunurlar, ipekli peştamallarına sarınarak usta hanımla natır hanımın
kolları arasında kurnaları başına otururlar Arkalarından o senin şıllık,
şırfıntı pis murdar karın da yırtık pırtık pis peştamallarına sarınarak içeri
girer. Nazlımla nazeninimin yıkandığı kurnanın başına oturup yıkanmaya başlar.
Nazlımla nazeninim utançlarından yerlere girerler
Karagöz: Aminn, sen
de beraber inşallah
Hacıvat: Nazlımla
nazeninim hamama giderlerken turşu istemişlerdi. Köşedeki turşucudan enfes bir
çanak turşu yaptırdım götürdüm, hamamcılara haber verdim, ana kadın elimden
aldı içeri götürdü. O senin şıllık şırfıntı pis murdar karın ana kadının
elinden turşu çanağını alıp göbek taşının üstüne koyup şapırdata şapırdata
yemeye başlamış
Karagöz: Şapırdata
şapırdata yemiş haa?? Aferin benim karıya
Hacıvat: Orada da
bir gebe kadın varmış, turşuya imrenmiş, ne olur demiş gebeyim imrendim bir
lokma verir misiniz demiş. O senin şıllık şırfıntı pis murdar karın zavallı
hamile kadına bir lokma bile vermemiş, inadına şapırdata şapırdata yemiş
Karagöz: Madem ki
benim karımın o kadar adı vardır, yarım lokma bile vermez
Hacıvat: İnsanlık
yerin dibine mi girdi Karagöz? Şurada sen turşu yesen gebe bir kadın karşına
gelse bir lokma istese vermez misin?
Karagöz: Veririm
ama hani ya turşu?
Hacıvat: Diyelim ki
önünde bir çanak turşu var sen de yiyorsun, ben de gebe bir kadınmışım, bir lokmacık
verirsin değil mi?
Karagöz: Belki
veririm
Hacıvat: Hadi sen
şimdi şakacıktan turşu yemeye başla
Karagöz: Olur (yer
gibi) Ohhh turşuuuu
Hacıvat: Efendim ne
yiyorsunuz?
Karagöz: (ağzını
şapırdatarak) Turşuu, limon suyuyla yapılmış canım turşuuu
Hacıvat: Efendim
ben bir gebe kadınım, imrendim ne olur bana da bir parça vermez misiniz?
Karagöz: Kimin
umurunda (yer gibi) turşuu, turşuların turşusu, lahana turşusuuu
Hacıvat: ne olur,
yalvarırım, sonra çocuğumu düşürürüm yazık edersin
Karagöz: (tokat
atar, Hacıvat gider) Turşu ye diyerek bana yerdeki çakıl taşlarını yutturmaya
çalışıyor, sen gidersin beni buraya mıhlamazlar, pamuk ipliğiyle hiç
bağlamazlar, ben de çeker giderim idgaha dollaba dilber seyrine bakalım ayine-i
devran ne suret gösterir (gider)
Muhavere burada biter, yardaklar (varsa
sazlar) şarkı söylerken Hacıvat tarafına hamam kurulur, şarkı eşliğinde hamamın
sahibi olan Çelebi gelir
Şarkı Uşşak
Câna
râkîbi handân edersin
Ben
bî nevayı giryân edersin
Hacıvat: (karşılar)
vay efendim maaşallah safa geldiniz hoş geldiniz uğurlar kademler getirdiniz
Karagöz: (içerden)
Şeftaliyi yediniz boş küfeyi mi getirdiniz diyor
Çelebi: Safada daim
olunuz Hacıvat çelebi
Karagöz:
(pencereden) Vefa’da da amcam olunuz beyefendi (çekilir)
Hacıvat: Teşekkür
ederim efendim, böyle nerden gelip nereye gidiyorsunuz?
Çelebi: Bilhassa
zâtıalinizi ziyaret ve bir de şu Çifte hamamlar meselesini görüşmek için
geliyordum
Hacıvat: Bu
hamamların kapanması mahallemizi çok üzdü
Çelebi: İnşallah
yakında sizin de himmetinizle açılır. Yalnız sizden bir ricam var.
Hacıvat: Ne gibi
efendim?
Çelebi: Şu
hamamların çalışması için içinde çalışacakları bulmanızı, daha ne yapmak
lazımsa yapmanızı rica edeceğim, velhasıl hamamları sizin üstünüze
devredeceğim, haddim olmayarak para benden çalışma sizden
Hacıvat: Başım
üstüne efendim, gücüm yettiği kadar yapmaya çalışırım
Çelebi: Buyurun,
size bir miktar para, daha ne kadar lazım olursa takdim ederim, şimdilik
allahaısmarladık efendim
Hacıvat: Güle güle
efendim, hoş geldiniz safalar getirdiniz, (kendi kendine) şimdi önce
külhancıyı, sonra da usta, natır ve diğer içeride çalışacak kadın ve erkekleri
bulup getireyim
Karagöz: (gelir)
Hacıvat, gene buralarda bir şeyler oluyor
Hacıvat: Bu çifte
hamamlar gene açılacak
Karagöz: Çok iyi
olur biz de bedava yıkanırız
Hacıvat: Olur
Karagözüm, ben şimdi gidip hamamda çalışacak adamları bulayım (gider)
Karagöz: Ben de
gidip benim karıya haber vereyim, hamama hazırlansın (gider)
Türkü
söyleyerek Külhancı gelir
La vara vara vara, ateş düştü şalvara
Ağzım dilim kurudu kız yalvara yalvara
Hacıvat: (karşılar)
Vay külhancı dayı hoş geldin
Külhancı: Hoş
bulduk Hacıvat çelebi
Hacıvat:
Hamamlarımızı açmaya karar verdik, onun için size haber saldım, buyurun eskisi
gibi işinize bakınız
Külhancı: Sen merak
etme Hacıvat çelebi, ben külhanı eskisinden daha iyi yakarım, hamamı bi
kızdırıram bi kızdırıram ki...
Karagöz:
(penceresinden) Göbek taşına kimse oturamasın (gider)
Külhancı: Gelen
müşteriler memnun olsunlar (gider)
Hacıvat: Ben de
gideyim kilci babaya haber vereyim (gider)
Türkü
söyleyerek Kilci gelir
Ey hamamcı bu hamama güzellerden kim gelir
Kınalanmış parmakların yâr gelir
Hacıvat: (karşılar)
Vay kilci baba, hoş geldin
Kilci: Hoş buldum
Hacıvat çelebi, duydum ki hamamlar açılmış, kına gibi kil getirdim
Hacıvat: Arkada külhan
yeri var oraya boşalt
Kilci: Olur Hacıvat
çelebi (gider)
Hacıvat: Gidip Ana
kadını da bulayım (gider)
Türkü
söyleyerek Ana kadın gelir
Çergeci başının gelini gelini
Ambara dayamış belini belini
Hacıvat: (karşılar
Vay, hoşgeldiniz ana kadın. Ayol nerelerdesin, hiç görünmüyorsun?
Karagöz: Hacıvatın
kaynanası gelmiş, şunu görelim (pencereden) Oooo.. gözün aydın Hacıvat,
kaynanan gelmiş
Hacıvat: Hadi ordan
münasebetsiz
Ana kadın: Abe
Hacıvat kim o damdan öten
Hacıvat: Bizim
Karagöz, sen iyi tanırsın yabancı değil
Karagöz:
(pencereden) Hacıvat sülalesini bana bildiriyor (gider)
Hacıvat: İşinize
başlayın, ben Şallı natır ile Salkım İnciyi çağırmaya gidiyorum
Ana kadın: Abe
Hacıvat çelebi, onlar birbirlerine dargın
Hacıvat: Ben onları
barıştırırım, sen işine başla (gider)
Türkü söyleyerek Şallı Natır ve Salkım İnci (karşı
karşıya) gelirler
Hamamın kapısı vuruldu
İçeriye meclis kuruldu ayol
Hacıvat: (gelir)
Vay hanım kızlarım, hoş geldiniz safa geldiniz
Şallı Natır: Hoş
buldum Hacıvat çelebi
Salkım İnci: Hoş
buldum Hacıvat çelebi
Karagöz:
(pencereden) Ooo aşağıya karı panayırı kurulmuş
(Şallı natır ile
salkım İnci birbirlerine dargın olduklarından başları aşağı eğik dururlar)
Hacıvat: Bana bakın
kızlarım, böyle dargınlık olmaz, hele böyle ekmek kapısında hiç olmaz. Barışın
bakayım
Şallı Natır: Ben
barışmam
Salkım İnci: Ben
hiç barışmam
Karagöz: Ben hiç
barışmam, böyle işlere ben de karışmam (gider)
Hacıvat: yani ne
oldu, birbirinizin anasını babasını mı öldürdünüz?
Şallı Natır: Öyle
ama o benim saçımı başımı yoldu
Salkım İnci: Sen de
benim gözümü çıkaracaktın
Hacıvat: Canım
kızlarım, şimdi bunları unutalım, benim hatırım için bu seferlik barışınız
bakayım
Şallı Natır:
Barışmazdım ama Hacıvat amcamızın hatırı var
Salkım İnci: Ben de
barışmazdım ama Hacıvat babamızın hatırı var
(Birbirlerine
yanaşırlar, öpüşüp barışırlar)
Salkım İnci: Seni
de çok göreceğim gelmişti
Şallı Natır: Sen de
benim gözümde tütüyordun, allah razı olsun Hacıvat çelebiden
Karagöz:
(pencereden) O çok iyi arabuluculuk yapar (gider)
Hacıvat: Hadi
bakalım işinize (gider)
(Salkım İnci ve
Şallı Natır içeri girerler, içerden konuşmalar duyulur)
Ana kadın: Abe
buyurun çifte kumrular, sizi hangi rüzgar attı böyle?
Şallı Natır: Geldik
işte
Salkım İnci: Ne
yaparsın ekmek kapısı
Ana kadın: Haydi
soyunun bakayım işinize
Karagöz: (gelir) Şu
hamama bir gireyim (girer, içerden) Ooo burası baya sıcakmış, şurada soyunayım
Ana kadın: Abe orda
soyuna kimdir?
Karagöz: Eyvah
gördüler!
Ana kadın: Abe bu
Karagöz, ne işin var senin kadınlar hamamında? Abe utanmaz, topla pırtılarını
çık dışarı
Karagöz: Ne olur
be, ben de yıkanayım, parasıyla değil mi?
Ana kadın: Daha
söylenir utanmaz! Kızlar, birer ıslak peştamal bükün, vurun şu utanmaza
(döverler, sokağa atarlar)
Karagöz: (titrer)
Vay anam vay, karılardan dayak yemesi de ne fena, pırtıların yarısı da içerde
kaldı, üşüyorum be dı.. dı.. dı...
Hacıvat: (gelir) Bu
da kim? Aaa! Karagöz ne oldu sana böyle çırılçıplak?
Karagöz: Hamamda
dayak yedim
Hacıvat: Hangi
hamamda?
Karagöz: Burada kaç
tane hamam var, işte şurda
Hacıvat: Kadınlar
hamamında ha?
Karagöz: Ne bileyim
ben orasının kadınlar hamamı olduğunu, yanlış girmişim bir daha girmem,
donuyorum pırtıların yarısı içerde kaldı
Hacıvat: Dur
bakayım, (içeriye seslenir) Bana bakın hamamcı hanımlar, Karagöz yanlış girmiş,
bir daha girmez, pırtıları içerde kalmış, veriverin
Ana kadın:
(içerden) Gelsin alsın utanmaz
Karagöz: (girer
giyinik çıkar) Oh be dünya varmış
Hacıvat: Bir daha
girme, bak erkekler tarafı burası (gider)
Karagöz: Bir daha
girer miyim hiççç! (gider)
Türkü
söyleyerek Arap Mercan ve karısı Şetaret gelirler
Hobeleka hobeleka hobeleka
Dinkala kadin dinkala
Mercan: Hamamlara
geldik, sen burdan kadınlara ben de arkadaki erkekler tarafına gidiyorum
(giderler)
Ana kadın: (içerden)
Abe hoş geldiniz Şetaret kalfa, buyurun hamamımız bu sefer çok temiz çok sıcak
Şetaret: Öyle
olmalı
(Şetaret kadınlar
hamamına girerken karagöz de onun arkasından gizlice girer)
Ana kadın:
(içerden) Şöyle soyunun Şetaret kalfa, (Karagözü görür) Abe oradaki de kim? Vay
utanmaz herif gene içeri girmiş, getirin ordan ıslak peştamalları, vurun şu
herife atın dışarı (karagözü dövüp çıplak halde dışarı atarlar)
Karagöz: Vay canına
gene dayak yedik, pırtıları nasıl almalı acep?
Hacıvat: (gelir) Ne
o gene ne oldu?
Karagöz: İşte böyle
olduk Hacıvat, kuzum Hacıvat ne olur benim şu pırtıları alıver içerden
Hacıvat: Bundan
sonra ben karışmam var titre burda
Karagöz: Bir daha
girmem Hacıvat
Hacıvat: Canın
hamam isterse arkada erkekler hamamı var oraya gir
Karagöz: Bilemedim
Hacıvat, bir daha girmem, donuyorum dı.. dı.. dı.. dı...
Hacıvat: (içeriye
seslenerek) Bana bakın hanımlar, bilmeyerek girmiş bir daha girmez verin şunun
pırtılarını
Ana kadın:
(içerden) Gelsin alsın utanmaz adam
Hacıvat: Hadi git
al pırtılarını, bir daha girme karışmam bak (Karagöz içeri girer)
Ana kadın:
(içerden) Abe kör müsün, görmez misin orada erkeler hamamı var
Karagöz: O kapı
arkada kalmış görmedim
Ana kadın:
(içerden) Al pırtını defol
Karagöz: (giyinik
olarak gelir) Soyunmak bir şey değil ama dayak fena (gider)
Şarkı
söyleyerek lohusa hanımla çalgıcı kızlar gelirler
Şarkı: Hüzzam Curcuna
Nice
bir hasret ile rûz-u şeb efgan edeyim
Nice bir derdin ile cismimi püryân edeyim
Ana kadın:
(gelenleri karşılar) Buyurun hanımım buyurun (hepsi girerler)
Karagöz: (gelir)
Onlar girer de ben giremez miyim?
Ana kadın:
(içerden) Hamamımıza neşe getirdiniz hanımım, abe çalgıcı kızlarım siz de şöyle
soyunun
Karagöz: (içerden)
Bugün burda eğlence var ha? Allah vere de beni görmeseler
Ana kadın:
(içerden) Abe hanımım kaç kişi geldiniz?
Zenne: (içerden)Bir
ben iki de sazenedeler
Ana kadın:
(içerden) Ya o arkandaki kim?
Zenne: (içerden)Her
halde bir hayvan girmiştir
Karagöz: (içerden)
Eyvah gene gördüler
Ana kadın:
(içerden) Abe yine o edepsiz girmiş, bükün peştamalları kızlar
Karagöz: (içerden)
Eyvah, bu peştamal dayağı berbat
Ana kadın:
(içerden)Vurun edepsize atın dışarı (Karagözü çıplak olarak dışarı atarlar)
Karagöz: Vay anam
babam, bu peştamal dayağı berbat
Hacıvat: (gelir) Ne
o Karagöz gene anadan uryan olmuşsun?
Karagöz: Sonra da
püryan olacağız galiba
Hacıvat: Gene
yanlış kapı mı çaldın?
Karagöz: Yoo yolu
şaşırdım, arka kapıyı bulamadım, işte bu kapıdan girdim, dayağı yedim çıplak
attılar beni dışarı
Hacıvat: ne halin
varsa gör
Karagöz: Kuzum
Hacıvat şu benim pırtıları kurtari yoksa donacağım
Hacıvat: Ben sana
demedim mi kadınlar tarafına girme diye?
Karagöz: Bir daha
girmem Hacı cav cav
Hacıvat: Bana bakın
hamamcı hanımlar, bir daha girmeyecek verin şunun pırtılarını
Ana kadın:
(içerden) Gelsin alsın, bir daha gir de bak ne yapacağız sana (Karagöz girer
giyinik olarak çıkar)
Karagöz: İçerde
eğlence var, çalgılar çalıyor, çengiler oynuyor. Dur bakalım aklıma bir şey
geldi, benim karıya giderim derim ki... (eve girer, içerden) Yahuu
Karagözün karısı:
(içerden) Huuu
Karagöz: (içerden)
Kalk, çoluğu çocuğu topla hamama gideceğiz
Karagözün karısı:
(içerden) Aaa eksik olma kocacığım, kirden her tarafım kaşınıyordu
Karagöz: Gevezeliği
bırak da hadi yürü (Karagözün karısı önde onun arkasında Karagözün oğlu Yaşar, en
arkada da Karagöz perdeye gelirler) Hadi çal bakalım hamamın kapısını
Karagözün karısı:
Hamamcı hanımlar huuuuuu
Ana kadın: (hamamın
kapısından kafasını uzatır) Aaa buyurun hanım kızım safa geldiniz buyurun
oturun
Karagöz: (karısına
fısıldayarak) Beni de unutma
Karagözün karısı:
Bana ne sen de gel
Karagöz: hadi Yaşar
girsene
Yaşar: Bana ne
annem beni kaynar suyla yıkar ben girmem (kaçar)
Karagöz: Benim
oğlan kaçtı, karı içeri girdi, ben burda kaldım ben de hamamın kapısının önünde
oturur içeriyi dinlerim (oturur, hamamın içinden çalgı sesleri gelir)
Ana kadın:
(içerden) Hadi bakalım kızlar, hamamımızın açılmasının şerefine kemanlar
çıksın, defler çalınsın, göbecikler atılsın, haydiiii bir recalim varrrrrrr
(hep birden) Kime kimeeee kızlarımızın şerefinee ya heyyyyyy
Sazlar
çalar, çengiler oynamaya başlar
Yaz bahar olunca leylim şen olur dağlar hey
Açılır lalesi aman güzel hisarın
Karagöz: (içerde
sazlar çalınırken bir taraftan oynar bir taraftan kendi kendine söylenir) Ben
bu hamama girmeliyim ama nasıl? Ben en iyisi gidip evden merdiveni alayım,
hamamın damına çıkıp ordan içeriyi seyrederim. (gider merdiveni getirir, hamam
dayar yukarı çıkarak içeriyi seyretmeye başlar) Ooo içerde çalgılar, göbekler
gırla gidiyor (karagözün oğlu gelip merdiveni alır götürür) bu böyle olmaz ben
de girerim bu hamama (merdivenden inmek için aşağı merdivene bakar ki merdiven
yerinde yoktur) eyvah! merdiven gitmiş, ne yapayım ben de tepeden atlar girerim
içeri (yukardan hamamın içine atlar, içerde bağırışlar)
Ana kadın: (içerden,
bağırarak) Aamanınnn can kurtaran yok mu, kubbeden içeri bi ayı düştü
Karagöz: Ayı
babandır
Tuzsuz
Deli Bekir şarkı söyleyerek gelir
Nice sevmeyeyim dostlar bir acayip dili var
Yanağında gül açılmış etrafında hâli var
Tuzsuz: Eyyy gidi
felek beeeeeeee, eyy gidi feleekkk
(NOT: Hamamın içi
kalabalıktır, erkekler tarafından kadınlar tarafına yol vardır, ana kadın
erkekler tarafından kadınlar tarafına adam almıştır, karagözün hamam musallat
olması bu işi ortaya çıkarmak içindir, Tuzsuz nâra atınca içerisi karmakarışık
olur)
Tuzsuz: Nedir bu
gürültü hamamın içinde be? Ne halt ediyorsunuz hamamın içinde çıkın dışarı be
Karagöz: Eyvah
şimdi hapı yuttuk (içerden iki çelebi beberuhi çıplak olarak dışarı çıkarlar)
Tuzsuz: (1.
çelebiye) Ne işin var kadınlar hamamında senin?
Çelebi: Ben ordan
çıkmadım
Tuzsuz: Ya nerden
çıktın?
Çelebi: ben
erkekler tarafında yıkanırken çıkın dışarı diye bir ses duydum ondan çıktım
Tuzsuz: Defol
(çelebi gider, Tuzsuz diğer çelebiye) Ya sen de mi böyle fırladın he?
2.Çelebi:
(titreyerek) Eeeevvet efendim
Tuzsuz: Defol
(beberuhiye döner) Ya sen nerden fırladın?
Beberuhi: Ha ha ben
atladım kaçtım sarhoş amcaa
Tuzsuz: Defol
(beberuhi gider)
Karagöz: Eyvah sıra
bana geldi
Tuzsuz: ben gidip
şu hamamı yıkayım bu ne rezalettir
Karagöz: Aman etme ,
içerde benim pırtılar var
Tuzsuz: Vay Karagöz
senin burda işin ne?
Karagöz:
(titreyerek) Şeeyy şeyy şey oldu da
Tuzsuz: Söyle herif
ne oldu?
Karagöz: Benim
karıyla hamama gittik de
Tuzsuz: Kadınlar
tarafına mı?
Karagöz: Hayır,
benim karı girdikten sonra ben çıktım
Tuzsuz: Ulan
utanmaz herif şimdi sen de buradan çıktın, bana maval mı okuyorsun, bana adıyla
sanıyla Tuzsuz Deli Bekir derler ben kül yutmam
Karagöz: Sen zaten
kıvılcım yutmuşsun ateş püskürüyorsun
Tuzsuz: Çabuk söyle
senin kadınlar hamamında ne işin vardı?
Karagöz: Hamamın
içinde bir ses işittim, çalgılar, köçekler, göbekleri yaheyler, vur patlasın
çal oynasın. İçerde ne oluyor diye merdivenle hamamın üstüne çıktım, bir de
içeri baktım ki ne göreyim?
Tuzsuz: Ne gördün
çabuk söyle
Karagöz: Göbek taşının
üstünde çalgılar çalıyor, erkekli dişili bir oyun bir oyun
Tuzsuz: Eeee?
Karagöz: Bu
kepazeliğe dayanamadım, hiddetim galeyana geldi, tepe camını kırdım, küt diye
içeri düştüm. Sen nârayı basınca cascavlar fırladım
Tuzsuz: Şimdi göbek
taşının üstünde rakılar duruyor mu?
Karagöz: Ne gezer,
sen nârayı atınca içerde ne kadar karı varsa herşeyi toplayıp arka kapıdan
zamkinos
Tuzsuz: Demek bu
hamamın bir de arka kapısı var öyle mi, dur bakalım içeri gireyim kalmış rakı
meze varmı (girer)
Karagöz: Ben de girip
pırtılarımı alayım (girer, giyinik olarak çıkar) Tuzsuz arkadan savuşmuş, ben
de şu kepazelik kaynağı hamamı ateşe vereyim, bakalım nasıl tutuşacak (hamamı
ateşler yakar)
Hacıvat: (gelir)
Aman Karagöz kim yaktı bu hamamı?
Karagöz: O hamam
değil rezalet yuvası ben de verdim ateşi temizledim
Hacıvat: Öyleyse
Karagözüm geçmiş ola
Karagöz: Allah
layığını versin (vurur)
Hacıvat: Hoş olsun
külhani, yıktın perdeyi eyledin viran varayım sahibine haber vereyim heman
Karagöz: Hoş olsun
kel Hacıvat, tez kurtuldun elimden, bir daha elime geçersen baka sana neler
ederim. Her ne kadar sürç-i lisan ettikse affola. İnşallah yarın akşam
.................. oyununda sizleri yine beklerim. (seyirciyi selamlayarak
çıkar, ışığın sönmesiyle oyun biter)
Not:Önemli
olan oyunu yazılı olduğu şekliyle ezberleyip oynatmak değildir. Önemli olan
karagöz oyunlarının en temel özelliği olan doğaçlama geleneğini kullanarak
oyunun temel örgüsünü bozmadan uygun yerlerine güncel espriler ve motifler
ekleyerek ilgi çeker bir hale getirmektir. Bu metinde örnek olarak kullanılmış
olan müzikler de değiştirilip seyircinin ilgisini çekebilecek güncel müzikler
kullanılabilir, ancak kullanılacak müziğin ilgili tiplemelerin genel
karakteristiğine uygun olması gerekir.
Karagözün Çifte hamamlar oyunu Mehmet
Muhittin Sevilen (Hayâlî Küçük Ali) tarafından yazılan Milli Eğitim basımevi
tarafından 1969 yılında basılan KARAGÖZ adlı kitaptan alınmıştır.