Tipler:Karagöz,Hacivat,1.Zenne,2.Zenne,Çelebi,Tuzsuz
Deli Bekir,Beberuhi,Eşek
Nâreke
zırıltısı ve tef velvelesi ile göstermelik kalkar, Hacıvat Şarkı eşliğinde
gelir.
(Şarkı,
Şehnaz Sengin Semai)
Dîdem yüzüne
nâzır, nâzır yüzüne dîdem
(Şarkı
bittikten sonra Hacıvat perde gazelini okur)
Off hay hak
Gönül verdik
perdeye dost, başlayan bir gazeldir
Hüner
değilse de dünyaya gelmek ne güzeldir
Ölümlüymüş
dünya, neler gelmiş neler geçmiş
Hüner,
geçmişi gününde görüp güldürmededir
Gülen pek
az, ağlayan ne çok, Tanrıyı saymazsak
Hüner,
oynayan kim, oynatan kim, bilmededir
Tanrı
gölgesini eksik eylemesin duamız
Hüner,
gölgede solmadan açmayı bilmededir.
Hacıvat:Ah
efendim ne olurdu şu dört köşe perdede bana da bir arkadaş olsa, eli temiz,
yüzü temiz, sözleri tatlıııı
Karagöz:(Evin
penceresinden bakarak): Hoş geldin keçi suratlı
Hacıvat:Geliverse
şu meydana, o söylese ben dinlesem, efendim haddim olmayarak bendeniz söylesem,
bizi seyreden dostlar gülseler eğlenseler, iş ne imiş diyelim işimizi mevlam
rast getiree (Hacıvat musiki gazeli okur)Gelse o çeşm-i siyahım Handeler peyda
olur
Karagöz:(Pencereden
bakarak) Hacıvat hayırdır yahu ezan mı okuyorsun
Hacıvat:Ah
bana bir eğlence medetttttttttttttttt
Karagöz:Allah
versin allah versin hadi başka kapıya
Hacıvat:Yar
bana bir eğlenceeeeee
Karagöz:Hacıvat
aşağıya gelirsem gösteririm sana eğlenceyi
Hacıvat:Yar
bana bir eğlenceeeee (Karagöz evden atlar, Hacıvat ile kavga ederler, Hacıvat
kaçar Karagöz yerde yatar)
Karagöz:Ahhhh
amannnn, Hacıvatı kaçırdım ama galiba ben de altıma kaçırdım, sen bir daha gel
bak ben sana neler yapıcam Hacıvat (Hacıvat gelir)
Hacıvat:Aman
Karagözüm akşamı şeriflerin hayır olsun
Karagöz:Senin
de sülaleni sansarlar boğsun (vurur)
Hacıvat:Aman
Karagözüm ben sana iltifat ediyorum sen ise bana vuruyorsun yazıklar olsun sana
yazık
Karagöz:Hoş
geldin kazık oğlu kazık (vurur)
Hacıvat:Aman
karagözüm ağzından çıkanı hiç kulağın duymuyor
Karagöz:A
musibet adam, her akşam gelirsin kapımın önünde hay bana pancar hay bana pancar
diyerek bağırırsın, hiç halimi sormazsın, başımdan geçenleri bilmezsin
Hacıvat:Hayrola
Karagözüm ne oldu
Karagöz:Sorma
Hacıvat sorma, bizim karıyla kavga ettik
Hacıvat:Yaa,
sebep ne peki
Karagöz:İşte
efendim komşu karının kocası ona elbiseler alırmış da çiçekler gibi gezdirirmiş
de ben ona senede bir kat elbiseyi bile çok görürmüşüm de,derken iş büyüdü karı
beni kapı dışarı attı
Hacıvat:Aman
Karagözüm hemen kaç
Karagöz:Ben
de öyle yaptım zaten Hacı cav cav
Hacıvat:Eee,
sonra
Karagöz:Evden
çıkınca kahveye uğradım, bir kahve içtim, birden üzerime bir ağırlık çöktü,
hamama gideyim de bir yıkanayım dedim
Hacıvat:Evet
karagözüm güzel düşünmüşsün, insan hamama gidince rahatlar
Karagöz:Hamama
gittim, soyunup içeri girdim bir kurnanın başına oturdum, bir de baktım iki
tellağın kolları arasında ipekli peştemallara sarılı birini getirdiler, göbek
taşının üstüne bir havlu serdiler, o getirdikleri adamı yatırıp gittiler
Hacıvat:Evet
Karagözüm her halde terlesin diye yatırmışlardır
Karagöz:Öyleymiş,
adam biraz yattı, sonra ne oldu bilmem adam göbek taşından yuvarlanıp yere
düştü
Hacıvat:Her
halde adamcağız sıcaktan fenalık geçirmiştir
Karagöz:Hemen
yanına gidip adama baktım, bir de ne göreyim Hacıvat adam tıpkı bana benzemiyor
mu
Hacıvat:Olabilir
Karagözüm insanlar çift yaratılmıştır derler
Karagöz:Birden
aklıma bir şeytanlık geldi, usulca adamın belinden ipekli peştemalları çıkartıp
kendi belime bağladım, benim peştemalları da onun beline bağladım, adamı
ayağından çekip bir kurnanın başına bıraktım, geldim göbek taşının üstündeki
havluya yattım
Hacıvat:
Aman Karagöz hamamcılar seni tanırlar
Karagöz:Yahu
tıpkı o adama benziyorum dedim ya
Hacıvat:Sonra?
Karagöz:Derken
tellağın biri geldi, kese istemisiniz efendim dedi, ben de hiç istifimi
bozmadım başımı salladım, tellak aldı beni bir kurnanın başına götürdü, beni
bir yıkadı bir yıkadı ki Hacıvat, ben ben olalı böyle temizlenmemiştim hiç,
sonra beni tertemiz ipekli havlulara sarıp o adamın soyunduğu odaya götürdü,
bir güzel de kuruladı, efendim sıhhatler olsun çay kahve nargile ister misiniz
diye sordu, bir nargile bir de kahve söyleyip afiyetle içtim
Hacıvat:Peki
Karagözüm seni hiç kimse tanımadı mı
Karagöz:Tanımadılar,
getirin benim çamaşırlarımı dedim, bir bohça getirdiler bohçayı açtım, içinden
ipekli çamaşırlar çıktı güzelce giyindim, ceplerini karıştırdım bir de ne
göreyim Hacıvat
Hacıvat:Aman
Karagöz çabuk söyle ne gördün
Karagöz:Cepler
para dolu Hacıvat, paraaaaa, beni keseleyene, kurulayana, bohçayı getirene,
ayakkabıları getirene, hepsine bol bol bahşiş bıraktım, hepsi yerden temennalar
eşliğinde “efendim Allah ömürler versin” diyerek beni uğurladılar, bir de
baktım ki hamamın kapısının önünde son model bir fayton bekliyor, arabacı
kapıyı açıp buyrun efendim dedi beni arabaya bindirdi.
Hacıvat:Aman
Karagöz o araba da nerden çıktı
Karagöz:O
beyin arabasıymış
Hacıvat:Arabacı
da seni tanımadı mı
Karagöz:Dedim
ya tıpkı o adama benziyorum diye
Hacıvat:Eee
sonra
Karagöz:Derken
Hacıvat araba güzelll bir konağın önünde durdu
Hacıvat:Kimin
konağıymış Karagöz
Karagöz:O
beyin konağıymış, kapılar açıldı iki uşak geldi kollarıma girdi “efendim sıhhat
afiyet olsun” diyerekten beni içeri aldılar
Hacıvat:Uşaklar
da seni tanımadı mı
Karagöz:Tanımadılar
Hacıvat, neyse merdiven başında iki güzel kız beni uşakların elinden aldılar
yukarı çıkardılar “efendim sıhhat ve afiyetler olsun inşallah” diyerek beni
yukarı çıkardılar. Merdivenin başında ipekten gecelikler giymiş dünyalar güzeli
bir hanım “kızlar efendimi incitmeyin yavaş çıkarın” diye kızlara çıkıştı beni
kızların kolundan alarak bir odaya soktu, oda yatak odasıymış
Hacıvat:Hanım
da seni tanımadı öyle mi
Karagöz:Yahu
Hacıvat dedim ya sana tıpkı o adama benziyorum diye
Hacıvat:Sesinden
de tanımadılar mı
Karagöz:Ben
hamam yorgunuyum diye hiç sesimi çıkarmıyorum
Hacıvat:Yaaa!
Sonra?
Karagöz:Hanım
bana gecelikler giydirdi, “istirahat ediniz, çok yorulmuşsunuzdur” diyerek
kuştüyünden yapılmış yatağa yatırdı, bir yelpaze aldı geldi başucuma oturdu
yavaş yavaş yellemeye başladı, ben gözüm yarı açık yarı kapalı uyur gibi
yapıyorum
Hacıvat:(ağzını
şapırdatarak) Aman Karagözüm sonra?
Karagöz:Sulanma,
ağzını sil tepelerim haaa
Hacıvat:Anlat
Karagözüm anlat sonra ne oldu?
Karagöz:Anlatmayacağım
işte
Hacıvat:(yalvarırcasına)
Kuzum Karagözüm ne olur anlat sonra ne oldu?
Karagöz:Bey
hamamdan geldikten sonra biraz istirahat edip kahvaltı edermiş, sofrayı
hazırlamışlar hanım gelmiş beni uyandırıyor “efendim kalkar mısınız sofra
hazırlandı” diyor, ben yine gözlerim yarı açık yarı kapalı uyuyorum, hanım
baktı ki ben uyanmıyorum, herhalde efendinin içine baygınlık gelmiştir diyerek
bir şişe lavanta getirdi yavaş yavaş yüzüme serpmeye başladı, ben yine uyanmayınca
bolca dökmeye başladı, lavanta ılık ılık yüzümden aşağı doğru akmaya başladı
Hacıvat:Aman
pek de kibar bir hanımmış, sen hamamdan çıktın ya soğuk lavanta seni hasta eder
diye ısıtmıştır besbelli
Karagöz:Yok
yahu Hacı cav cav, meğerse bir köpek gelmiş suratıma işemiyor mu
Hacıvat:Aman
Karagöz köpek de nerden çıktı şimdi
Karagöz:Ben
kahveye gidip kahve içince uyuyup kalmışım, rüya görmüşüm, o sırada kahvecinin
köpeği gelmiş suratıma işiyor ben de rüyamda gördüğüm hanım bana lavanta
döküyor sanmışım
Hacıvat:Aman
Karagöz deminden beri anlattığın rüya mıydı?
Karagöz:Seni
gidi muşmula suratlı adam seni, böyle şeyler gerçek olur mu hiç (vurur, Hacıvat
gider) sen gidersin beni buraya mıhlamazlar pamuk ipliğiyle hiç bağlamazlar ben
de çeker giderim, tavan arasında farelerle tavla atarım(gider)
(Muhavere
burada biter, fasıl başlar)
Şarkı
eşliğinde Zenneler gelir
(Şarkı Hicaz
Curcuna)Âteşi suzan-ı firkât yaktı cism-ü cânımı
(Zenneleri
Hacıvat karşılar)
Hacıvat:Vay
efendim hoş geldiniz safalar getirdiniz, böyle şarkılar söyleyerek ne tarafa
gidiyorsunuz
1.Zenne:Allah
ömürler versin Hacıvat Çelebi, şöyle biraz gezmeye çıktık
Hacıvat:Anladım
hanım kızım, evde otura otura canınız sıkıldı herhalde
1.Zenne:Ahh
evimizi hiç sormayın Hacıvat çelebi, evin damı akıyor ama ev sahibi hiç
aldırmıyor, bir dolaşalım bakalım bir ev bulabilirsek hemen taşınacağız
Hacıvat:Aman
hanım kızım iyi olacak hastanın doktor ayağına gelirmiş, benim elimin altında
güzel bir ev var eğer beğenirseniz hemen size vereyim o evi, yeter ki evi
beğenin sizden iyi kiracı mı bulacağım
1.Zenne:Evi
görebilir miyiz Hacıvat çelebi
Hacıvat:Hay
hay evladım, buyurun (eve girerler içerde konuşurlar) işte hanım kızım burası
mutfak, burası yatak odası
1.Zenne:Çok
güzel Hacıvat Çelebi
Hacıvat:Yukarıda
da iki oda var, çok kullanışlıdır, bakınız arkada bahçesi de var
2.Zenne:Tavuk
kümesi de var mı efendim
Hacıvat:Elbette
var hanım kızım
1.Zenne:Pek
güzelmiş efendim (perdeye gelirler) Kirası ne kadar Hacıvat Çelebi
Hacıvat:Evladım
siz yabancı değilsiniz sizin için elli milyon olur
2.Zenne:Peki
efendim biz bu evi tuttuk, buyurun bir aylık da peşin veriyoruz
Hacıvat:Sağolunuz
evladım güle güle oturunuz (gider)
2.Zenne:Biz
de gidip evi temizleyelim bari (giderler)
Şarkı
eşliğinde Tuzsuz Deli Bekir gelir
(Şarkı Hicaz
Düyek)Külhanbeylik omuzdaşlar bize pek şandır
Tuzsuz:(Nâra
atar) Eyy gidii felekkkk, eyyy gidii felekkk beeeeeeee
Karagöz:(pencereden
bakarak) Hey gidi dümbelekk bee, bu da kim yahuu
Tuzsuz:Bana
bak öyle tepeden konuşma erkeksen aşağı gel de boyunu görelimmm
Karagöz:(gelir)
Ne var be ne bağırırsın ayağına basılmış ayılar gibi?
Tuzsuz:Eyytt
beeee, bana bak breee sen beni tanır mısın, bana adıyla sanıyla Tuzsuz Deli
Bekir derler
Karagöz:Senin
tatsız tuzsuz olduğun belli zaten
Tuzsuz:Bana
bak var mısın benimle bir güreşe bakalım haaa
Karagöz:Seninle
değil, senden daha kabadayı pehlivan varsa o gelsin onunla güreşirim ben
Tuzsuz:Bana
bak yere bir mendil ser bakalım
Karagöz:Ne
olacak mendil
Tuzsuz:ben
şimdi bir vuruşta senin kelleni kesicem, kellen yere düşüp toz olmasın diye,
eğğ bakalım başınıııııı yere
Karagöz:Sen
beni biraz bekle bakalım burda(Karagöz eve gidip bir sopa alır, sopayı arkasına
saklayıp perdeye gelir) Bana bak Tuzsuz, başımı nasıl eğecektim bennn?
Tuzsuz:(Başını
aşağı eğerek) İşte böyle
Karagöz:(sopayı
Tuzsuz’un kafasına indirir) Al sanaaa
Tuzsuz:Aman
bree kelleyi kırdınn
Karagöz:Kırarım
ben, sana Tuzsuz Deli Bekir derlerse bana da Karagöz pehlivan derler
Tuzsuz:helel
sana bee, ben kendimi kabadayı sanırdım meğer sen benden daha kabadayı imişsin
Karagöz:Elbetteee
öyleyim
Tuzsuz:Sen
hakikaten kabadayı bir adama benziyorsun, bana bak ben seni bu mahalleye bekçi
yapıyorum tamam mı,
Karagöz:Olur
Tuzsuz efendi olurr,
Tuzsuz:Yalnız
şu karşıdaki eve yeni taşınan zennelere dikkat et, yabancılar girmesin haydi
eyvallah (gider)
Karagöz:(eve
gider başına bir külah takıp perdeye gelir) haydi bekçi vereliimmmm, peynirli,
kıymalı, sade bekçiiiiiiii
Zenne:(içerden)
Aaa gündüz vakti de bekçi dolaştığını bu mahallede gördüm ayoll
Şarkı
söyleyerek Çelebi gelir
Şarkı
Nihavend İstanbul Türküsü) Üsküdara gider iken aldı da bir yağmur
Zenne:(perdeye
gelerek) Vay beyim böyle şarkılar söyleyerek nereden gelirsiniz, nerelere
gidersiniz
Çelebi:Nereye
olacak, sizi aramaktan ayaklarıma kara sular indi, evden ayrılmışsınız
Zenne:Evet
efendim çıktım, buraya taşındım, yeni evimiz çok güzel
Çelebi:Müsaade
ederseniz görmek isterim efendim
Karagöz:(pencereden)
Ooo burada pazarlık başlamış
Zenne:Tabii
efendim ama buralarda bir bekçi dolaşıyor siz yarım saat sonra gelin olmaz mı
bekçi anlamasın, hem aramızda bir parola belirleyelim, siz parolayı söyleyince
ben kapıyı açarım içeri girersiniz
Çelebi:Çok
iyi olur
Karagöz:Hem
de parolalı haa
Zenne:Siz
kapıyı çalınca ben size parola derim siz de lofça çivisi dersiniz, kapıyı
açarım
Karagöz:Parola
çiviymiş anladım
Çelebi:Allahaısmarladık
efendim (gider)
Zenne:Güle
güle efendim uğurlar olsun
Karagöz:(gelip
zennelerin kapısını çalarak) Açın ben geldim
Zenne:(içerden)
Parola?
Karagöz:Çivi
Zenne:Ne
çivisi
Karagöz:(Kendi
kendine) Çivinin adını anlamadım ki yahu.. Şeyyyy hanım çivi işte yahuu
Zenne:Çivi
anladık ama ne çivisi
Karagöz:Temel
çivisi
Zenne:Değil
Karagöz:Döşeme
çivisi
Zenne:Değil
Karagöz:Nal
çivisi
Zenne:Değil
Karagöz:Ayakkabı
çivisi
Zenne:O da
değil
Karagöz:Canım
işte çivilerin birisi
Zenne:Tamam
ama adı ne
Karagöz:Ölünün
körü çivisi (gider, yavaşça çelebi gelir)
Çelebi:(kendi
kendine) Buralarda kimseler yok galiba (kapıyı çalar)
Zenne:(içerden)
Kim o
Çelebi:Çivi
Karagöz:(pencereden
bakarak) Oo çivici başı gelmişş
Zenne:(içerden)
Ne çivisi
Çelebi:Lofça
çivisi
Zenne:Buyrun
efendim buyrunnn (kapıyı açar)
Karagöz:(pencereden)
Tühh lofça çivisi imişş (perdeye iner, zennelerin kapısını vurur)
Zenne:(içerden)
Kim oo
Karagöz:Çivi
Zenne:Ne
çivisi
Karagöz:Lofça
çivisi
Zenne:Buyrun
içeri
Karagöz:(içeri
girer) Ooo maşallhh sofra da kurulmuş
Çelebi:(içerden)Hoş
geldin bekçi baba
Karagöz:(içerden)Hoş
bulduk çivicibaşı
Zenne:(içerden)Ne
içersiniz bekçi baba rakı şarap likör vermut?
Karagöz:(içerden)Rakı
var mı rakı
Zenne:(içerden)Var
efendim buyrun
Karagöz:(içerden)Ohhh
yarasınnn
Zenne:(içerden)
Mezelerden de buyrun efendim
Çelebi:(içerden)Yavaş
iç bekçi baba sarhoş olursun
Karagöz:(içerden)Sen
karışma, ohh yarasınn (içer sarhoş olur, bu sırada Tuzsuz Deli Bekir perdeye
gelir)
Tuzsuz:(Nâra
atarak) Eyy gidi felekk beee, nerde o bekçi olacak adam beeee
Zenne:(içerden)
Aman kaçın Tuzsuz geldi
Çelebi:(içerden)Nereye
kaçalım
Zenne:(içerden)
Arka kapıdan kaçın
Karagöz:(içerden)
Ya ben nereye kaçayım
Zenne:(içerden)Sen
de bahçeye saklan
Karagöz:(içerden)
Olur ben de bahçedeki kümese gireyim (kümese girer içerden tavuk horoz sesleri
gelir) ötme kerata keser dolmanı yaparım haa
Tuzsuz:(içerden)
Ooo rakı sofrası da hazırmış
Zenne:(içerden)Sizin
için hazırladım efendim
Tuzsuz:Mezeler
fiyakalı ama piliç kızartması yok
Zenne:(içerden)
Şimdi kümesten bir tane alıp keserim efendim
Tuzsuz:(içerden)
Olmaz ben gider keser getiririm bir tane
Karagöz:(içerden)
Eyvah Tuzsuz kümese geliyor galiba (Tuzsuz kümese girer karagözü görür)
Tuzsuz:(içerden)Vay
bekçi baba senin burda işin ne
Karagöz:(içerden)Tavuklara
hırsız dadanmış da onu bekliyordum
Tuzsuz:(içerden)
Aferin bekçi baba sen git artık ben hakkından gelirim o hırsızın
Karagöz:(perdeye
gelir) Ohh yarabbi şükür kurtuldum Tuzsuzun elinden
Zenne:(içerden)Tuzsuz
gel efendim ben şimdi pilici kızartır getiririm
Tuzsuz:(içerden)
Hele bir tane daha doldur bakayım şu rakıdan
Zenne:(içerden)
Buyrun efendim
Karagöz:Bu
iş böyle olmaz bu Tuzsuzu kapı dışarı etmeli (gider beberuhileri toplar kendi
de bir eşeğin üzerine biner gelir) bana bakın beberuhiler bu eve tatsız tuzsuz
bir adam girdi bunu yakalayıp kapı dışarı atıcaz tamam mı
Beberuhiler:(hep
bir ağızdan) Sen merak etme Karagöz biz arkandayız
Karagöz:Ama
bana bakın adam hem sarhoş hem de bıçaklı
Beberuhiler:Sen
merak etme Karagöz biz sarhoştan da bıçaktan da korkmayız
Karagöz:Hadi
bakalım göreyim sizi, ben şimdi Tuzsuzu dışarı çağıracağım
Beberuhiler:Çağır
gelsin biz ona yapacağımızı biliriz
Karagöz:(eve
doğru bağırarak) Hey bana bak Tatsız tuzsuz herif senin bu evde işin ne çık
bakayım dışarı (beberuhilere dönerek) bana bakın hazır mısınız herif geliyor
Beberuhiler:Hazırız
gelsin
Karagöz:Bana
bak Tuzsuz erkeksen dışarı çık
Tuzsuz:(dışarı
çıkar) Eyyytt bee kim o eşeğin üstünde bağıran
Karagöz:Mahalle
bekçisi (bu sırada beberuhiler kaçar)
Tuzsuz:Ne
istiyorsun bee
Karagöz:Biz
mahalleliler seni bu evden çıkarmaya geldik (arkasına bakar ki beberuhiler
gitmiştir) Ee şey yani Tuzsuz sana bir eşek getirdim belki binersin diye
Tuzsuz:Hani
beni evden atacaktınız bee
Karagöz:Yok
yahu şaka yaptım ben sana
Tuzsuz:Ben
eşek meşek istemem defol
Karagöz:Gel
bakalım eşek efendi biz gidelim
Tuzsuz:(evdeki
zenneler hitaben) Bana bak güzelim ben şimdi meyhaneye gidiyorum yarın akşam
yine gelirim hadi eyvallah (gider , hacıvat ve karagöz perdeye gelirler)
Hacıvat:Aman
karagözüm nedir bu işler
Karagöz:kafanı
kırsın geyiklerle keşişler
Hacıvat:Yıktın
perdeyi eyledin viran varayım sahibine haber veryim hemann
Karagöz:Burada
oyunumuz erdi sona her ne kadar sürç-i lisan ettikse affola kalın sağlıcakla.
(Işık söner
oyun biter)
Not:Önemli
olan oyunu yazılı olduğu şekliyle ezberleyip oynatmak değildir. Önemli olan
karagöz oyunlarının en temel özelliği olan doğaçlama geleneğini kullanarak
oyunun temel örgüsünü bozmadan uygun yerlerine güncel espriler ve motifler
ekleyerek ilgi çeker bir hale getirmektir. Bu metinde örnek olarak kullanılmış
olan müzikler de değiştirilip seyircinin ilgisini çekebilecek güncel müzikler
kullanılabilir, ancak kullanılacak müziğin ilgili tiplemelerin genel
karakteristiğine uygun olması gerekir.
*Karagözün
aptal bekçi oyunu Mehmet Muhittin Sevilen (Hayali Küçük Ali) tarafından yazılan
Milli Eğitim basımevi tarafından 1969 yılında basılan KARAGÖZ adlı kitaptan
alınmıştır.