BABA VE ÇOCUKLARI
Oyunun konusu:Bu günün ailesinde otoriter bir babanın çocuklarıyla
yaşadığı sorunları mizahi bir dille anlatmaya çalıştım.
Oyuncular
1.)Kemal (Baba)
2.)Neriman(Anne)
3.)Osman (Kemal'in babası 60'lı yaşlarında)
4.)Sevinç(20'li yaşlarında kız çocuğu)
5.)Ertuğrul(16-17 yaşlarında oğlan çocuğu)
6.)İhsan(Neriman'ın kardeşi Almanya'dan geldi)
7.)Helga(İhsan'ın sevgilisi)
8.)Ayfer(Neriman'ların komşusu)
9.)Teoman
10.)Doktor Ömer(Komşu)
Perde açılırken anne ütü yapmaktadır.Sahne dekoru bir ev
şeklindedir.Ütü yapan annenin sesi duyulur;
Neriman:Öf be öf..!Sanki dünyaya iş yapmaya geldik.(Sahne
dışından kızın
sesi duyulur)
Sevinç:Anne elbisem hazır mı?Teoman birkaç dakika sonra
gelir
Neriman:Hazır hazır.20 yaşına geldi hala ütüsünü biz
yapıyoruz.Evlenince ne
olacak ben onu merak ediyorum.(Dış kapının zili
çalınır)Sevinç koş
kızım şu kapıya bak...
Sevinç:(sevinçli sevinçli)Teoman geldi teoman geldi.
Neriman:Bakıyorum da pek mutlusun.
Dışardan sevinç'in sesi duyulur;
Sevinç:Hoş geldin baba.(Babayla beraber içeri girerler.Baba
koltuğa
oturur.Sevinç ütü masasındaki elbiseyi alır)Sağol anne.(oda
kapısından
çıkar)
Neriman:Bir şey değil kızım,görevimiz.(yorgun bir şekilde
Kemal'in yanındaki
koltuğa oturur)
Kemal:Ne o hanım kız mutluluktan uçuyor?
Neriman:Üniversiteden arkadaşı,teoman mı ne var ya,o
geliyormuş?
Kemal:Kızı yalnız başına mı isteyecek?
Neriman:Kızı istemeye değil ya.Hani Sevinç'in bir arkadaşı
var ya Gamze mi
ne,işte onun doğum gününe gideceklermiş.
Kemal:Gamze'nin evi uzak değil mi buraya?Ben götürseydim.
Neriman:Çocuğun zaten kendi arabası var.
Kemal:Hanım ben 20 senedir çalışıyorum aldığım eski püskü
bir şahin.Daha
dünkü çocuğun arabası mı var?
Neriman:Araba değil ya?Hani şu 4 çarpı 4 mü ne diyorlar ya
ondan işte.
Kemal:Jeep yani?
Neriman:Her neyse.
Kemal:O zaman çocukla ben evleneyim.Hem ne iş yapıyormuş
babası?
Neriman:3 katlı dükkanları mı ne varmış.
Kemal:Senden korkulur neriman FBİ gibisin valla.Nereden
öğrendin bu kadar
şeyi?
Neriman:Sevinç söylediydi.
Kemal:O zaman sen bayadır biliyorsun arkadaş olduklarını.
Neriman:Valla 4-5 ay olmuş.Çocuk ciddiymiş zaten.
Kemal:Kızın okulu bitmeden kimseyle evlendirmem
ben,söylersin Sevinç'e.Hem
nasıl bir çocuk?
Nermin:Sevinç çok beğeniyormuş.İçkisi,kumarı hiçbir kötü
alışkanlığı yok
diyor.
Kemal:İyi iyi.(kapı çalar)
Nermin:Ben bakarım.(Neriman kapıya bakmak için dış kapıdan
çıkar,geldiğinde
yanında Teoman'da vardır.Teoman'a otut şeklinde işaret
yapar kendi de oda
kapısından çıkar. Teoman Kemal'le tokalaşır oturur.)
Kemal:Nasılsın evladım ne var ne yok?
Teoman:Hamdolsun.Yuvarlanıp gidiyoruz işte.
Kemal:İyi iyi yuvarlanın bakalım.Okul nasıl gidiyor?
Teoman:Bütünlemeden kaldım.
Kemal:Olsun.Zaten hukuk fakültesi zordur.
Teoman:Ben hukuk fakültesinde değilim,benim bölümüm
İşletme.
Kemal: Ee o da iyi canım okulu bitirince kimleri işletmeyi
düşünüyorsun.
Teoman:Efendim?
Kemal:Bir şey yok..(Sevinç odanın kapısından çıkar)
Sevinç:Hoş geldin Teoman.Kalkalım istersen,fazla geç
kalmayalım.
Sevinç:Baba elbisem nasıl olmuş?
Kemal:Kızım partiye gitmekten vazgeçip sirke felan mı
gitmeye karar
verdiniz?
Sevinç:Nerden çıkardın baba.Oya'nın doğum gününe gidiyorum
ya.
Kemal:İyide kızım doğum gününde palyaçonun ne işi var?
Sevinç:Amann baba sen ne anlarsın modadan yaa.Hadi
görüşürüz(Dışarı
kapısından çıkar)
Kemal: Durun ya ne aceleniz var,daha karpuz
kesecedik.(onların çıkmalarının
ardından hızla neriman girer)
Neriman:Nasıl damadı beğendin mi?
Kemal:Valla ne yalan söyliyeyim benim pek gözüm tutmadı.
Nermin:Yok yok iyidir iyi.
Kemal:İstersen takip edeyim onları,doğum gününe mi
gidiyorlar diye.
Neriman:Ayol bir tek hafiyelik yapmadığın kalmıştı.Hem
manyak mısın Kemal
sen ya,söylediğin şey hiç normal mi?20 yaşında kız,çocuk
değil ya.
Kemal:Doğru söylüyorsun hanım zaten bugün çok yoruldum.
Neriman:Allah Allah kahve köşelerinde okey oynamak o kadar
zor muydu
yaa?Tabi okey taşları çok ağırdır onları kaldırıp atarken
falan kolun bayağı
yorulmuştur.İstersen masaj yapalım koluna.
Kemal:Yaa hanım birde dalga geçme.Ben sen gibi tüm hafta
evde oturmuyorum.5
gün canımız çıkıyor bir hafta sonumuzda olsun artık.
Neriman:Yani ben her gün evde kös kös oturuyorum öğle mi?
Kemal: Evet.
Neriman:Tabi tabii.Ne oturması be her gün yediğin 3 öğün
yemek gökten
inmiyor herhalde.Sonra onların bulaşığı var.Senin kirli
çamaşırların var
evin temizliği varr...
Kemal:Sen bu eve temiz mi diyorsun.Yuhh!Yav bi kere
porselenler örümcek ağı
bağlamış yıkanmamaktan.Hele camların üzerindeki toz?Bezle
silsen gitmez anca
jiletle kazırsın.
Neriman:Demek öğle.Yıllardır didindim,dişimi tırnağıma taktım
mükafatımız bu
olacaktı he.
Kemal:Hanım darılma ya.Şaka yaptık işte.Gülümse biraz sana
gülmek yakışıyor.
Neriman:Alacağın olsun Kemal.
Kemal:Bak işte ne güzel oldu.
Neriman:Hee Kemal sabah yönetici geldi,yakıt ücretlerine
zam yapılacakmış.
Kemal:Ne zammı ya,daha 3 ay önce zam yapılmadı mı zaten.
Neriman:Bende öğle dedim de,aldığımız kömür apartmanı
ısıtmıyor dedi.
Kemal:Eee kömürü kullanmazsan ısıtmaz tabii,sanki kömürün
turşusunu kuracak
cimri herif.Nerdeyse kutuplardan bile daha soğuk bir evde
yaşıyoruz!Neyse
ben yarın onla konuşurum.
Neriman:İyi ki bir emekli asker,her şeyi biliyorum sanıyor.
Kemal:Elinden gelse apartmanı kışlaya çevirecek,neymiş
efendim gece 10'da
yatılıp,sabah 7'de kalkılacakmış.Biz bilmiyorduk sanki
kaçta yatıp kaçta
kalkacağımızı.
Neriman:Şeyy kemal bir şey daha var.
Kemal:Söyle hanım.
Neriman:Sevinç üniversiteden arkadaşlarıyla tatile
gidecekmiş.
Kemal:Tatile mi?
Neriman:Evet.Antalya'ya.
Kemal:Ne birde Antalya'ya?Biz 25 senedir evliyiz bir gün
tatile
gitmedik,oturmaktan ağaca döndük dal budak saldık,hanım
kızımız
Antalya'larda şurda burda gezsin,yok öğle yağma.
Neriman:Arkadaşlarına mahçup olur Kemal.Hem daha 20'sinde
bırakalım
gençliğini yaşasın
Kemal:Hanım biz senle balayımızı babanların evinde
geçirmiştik hatırladın
mı?O zaman biz genç değil miydik?
Neriman:Ama kız senelerdir çalıştı üniversiteyi kazandı
bununda bir mükafatı
olacak elbette.Hem o devir gerilerde kaldı Kemal.
Kemal:Ohh iyi be.O zaman bende bu yaştan sonra üniversiteyi
kazanayım.Hem
kız üniversiteyi tatillere gitmek için mi kazandı?
Neriman:Orası öğle ama sende izin ver işte Kemal.
Kemal:Offf.Neyse tamam gitsin.Ama bak sırf senin için
gönderiyorum Hanım.
Neriman:Sağol Kemal.(telaşlı)Eyvah yemeği ocakta
unuttum.(Oda kapısından
hızla çıkar)
Kemal:(kendi kendine)Biz yine yazın sıcağında
çalışıcaz,hanım kızımızda
akdenizin kumsallarında güneşlenecek.Bu devirde genç olmak
varmış valla.(Zil
çalar kemal kapıya bakmaya gider.Sahneye önce girer
arkasında okul kıyafeti
ve elinde karnesiyle oğlu Ertuğrul vardır.İkisi de
oturur.Neriman dışardan
seslenir)
Neriman:Kemal gelen kim?
Kemal:Ertuğrul.Nerdeydin?
Ertuğrul:Arkadaşlarla biraz gezdikte.
Kemal:İyi gez.Ee Karne nasıl?
Ertuğrul:Matematiği,fiziği,kimyayı,birde edebiyatı
saymazsak iyi.
Kemal:Ulan geriye ne kaldı zaten?
Ertuğrul:Valla baba hocaların bana gıcığı var.Hep notlarımı
düşürmüşler.
Kemal:Zaten hep öğle olur.İyi notu sen alırsın,kötü notu
hocalar verir.
Ertuğrul:Ya fizikçiyi biliyosun zaten.Geçen dönem 4 olan
notumu 1 yapmıştı.
Kemal:E haliyle yapacak.Sen tut adamın arabasının
tekerlerini
patlat,kaportasını göçert,dikiz aynasını kır.Ondan sonra
notumu
düşürmüş.Peki diğer dersler?
Ertuğrul:Tarihçi olayını da biliyorsun?
Kemal:Hani sandalyesine raptiye koymuştun da adam 3 ay
kıçının üstüne
oturamamıştı o mu?
Ertuğrul:Evet o.
Kemal:Hayır annenle akrabalığımız falan da yok.Hadi akraba
evliliği yaptık
oğlan zihinsel özürlü oldu desem neyse.
Ertuğrul:Ya baba tamam hakaret etme.
Kemal:Oğlum bak senin iyiliğin için söylüyorum bütün
bunları.Oku da adam
ol.Liseyi bitirince ne olacak?Hayat kızlarla gezmekle
bitmiyor.
Ertuğrul:Baba sanki her şey bitmiş gibi konuşuyorsun.Daha
lise 1'deyim.Hem
okuyamazsam bile dayımın yanına gider orada çalışırım.
Kemal:Oğlum sen bırak dayının yanını felan.Sanki Almanlar
oturmuş seni
bekliyordu
Ertuğrul:Ama bu ev dayımın.
Kemal:Dayını Almanlar nasıl çalıştırıyor biliyor
musun?Sabah sekizde gidiyor
işe akşam sekizde çıkıyor.Günde 12 saat çalışmak ne kadar
zor biliyor musun
sen?
Ertuğrul:Sanki Türkiye çok rahat.Burada açlıktan öleceğime,orada
Almanların
yanında köpek gibi çalışır kral gibi yaşarım daha iyi.
Kemal:Ertuğrul daha çok gençsin oğlum.Akla karayı ayırt
edemeyecek kadar
hayata pembe gözlüklerle bakıyorsun.Ama bir gün anlarsın bu
ülkenin
değerini.Fakat iş işten geçmiş olur.Hem okusan ne çıkar,bir
baltaya sap
olursun fena mı?Gerçi sen komple bir baltasın ama..
Ertuğrul:Eee yeterse yeter be.Burada oturup senin
hakaretlerini dinleyemem
ben.Odama gidiyorum.(kalkar hızla oda kapısından çıkar.Onun
çıkması üzerine
sahneye anne gelir,oturur)
Neriman:Kemal yine ne oldu?
Kemal:Biraz nasihat verdim kalktı gitti.
Neriman:İyide sen nasihatı aşağılayarak mı verdin?
Kemal:Neriman iyiliğini istiyorum onun.Büyüyüpte sokaklarda
boş boş
gezeceğine şimdiden biraz hırpalansın.
Neriman:Sen yinede biraz daha hoşgörülü ol.Hem o daha
genç,15 yaşında.Onun
ruh hali şu an patlamaya hazır volkan gibi.Sende
ateşleyeceğim diye
uğraşıyosun.Bence git gönlünü al
Kemal:Tamam ben onun gönlünü alırım.(Kapı çalar)Neriman sen
otur.(Kemal
yaşlı bir adamla gelir.Sahnede kemal,Neriman ve de yaşlı
adam vardır.Lafa
ilk başlayan Kemal'in babası olur)
Osman:Off çok yoruldum Kemal.
Kemal:Ne o sıra çok muydu baba.
Osman:Çok ne kelime mahşer günü gibi.
Kemal:Baba oralarda çok yoruluyorsun.Gel işte maaşını
bundan sonra Ertuğrul
alsın.
Osman:Gerek yok be oğlum.Hem yürümüş oluyorum,ciğerlerime
iyi geliyor.
Neriman:Baba senin ayakabılarıda değiştirelim,yenisini
alalım bunlar bayağı
eskidi.
Osman:Gerek yok be gelin.Daha yeni bunlar.Beni bir 3 sene
daha götürür.Hem
bir ayağımız çukurda zaten.
Kemal:O ne biçim konuşma baba,ağzından yel alsın.
Osman:Yalan mı oğlum?Biz bu dünyada yaşayacağımızı
yaşadık,biraz da gençler
yaşasın.Sevinç'le Ertuğrul nerede?
Neriman:Sevinç'in bir arkadaşının doğum günü partisi varmış
oraya
gitti.Ertuğrul'da evde.
Kemal:Karneyi bir görsen loto oynamış sanırsın,acayip
berbat.Birler sıfırlar
sürüyle.
Osman:Aman sağlığına bir şey olmasında.Maaşı çektim
gelirken aşağı mahallede
bir kalabalık gördüm polisler falan vardı.Sordum ne olmuş
diye.Çocuğun biri
intihar etmiş. Karnesi kötü diye babası bağırmış çağırmış
çocuğa.Çocukta
gururuna yedirememiş tabi,odasına çekiliyor babanın
ruhsatlı silahıyla
gümm!Çok kızıyorum öğle babalara ne yani dünyanın sonu
değil ya olan
olmuş.Bir kere ikaz et yeter.Ne yani bağırıp çağırmanın ne
alemi var?Değil
mi Neriman kızım?
Neriman:Doğru söylüyosun baba.(Kemal'e bakarak)Ne yazık ki
dünyada öğle
babalar var.
Osman:Mesela Kemal.Haylaz mı haylaz bir öğrenciydi.Hocanın
altına raptiye
koymalar,okul duvarlarını boyamalar,daha neler neler.Bir
sürü kırık not
getirirdi ben bir gün tutupta bağırıp çağarmamışımdır.
Kemal:Tabi baba sen bağırmıyordun,direk sopayla
girişiyordun.Hatta bir
keresinde sopayla nasıl kovalamıştın hatırladın mı?Ökkeş
amca elinden zor
almıştı beni.
Osman:Ama sende sünnet olmam diye tutturmuştun.Ne yapıyım.
Kemal:E baba sünnetçi körlük derecesinde miyoptu.Allah
korusun dibinden
kesecek diye nasıl korkmuştum.
Osman:E sende 16 yaşında sünnet olmasaydın.
Neriman:(şaşkın)Kemal sen 16 yaşında mı sünnet oldun?
Kemal:Tam olarak değil 17'imden gün alıyordum.Aa saat 8 e
geliyor.
Neriman:Niye ne oldu?
Kemal: Büroda halletmemiz gereken işler vardı,nasıl unuttum
yaa.Neyse hadi
ben çıkıyorum(askılıktan montunu alır,dış kapıdan çıkar)
Osman:Ne işiymiş kızım bu?
Neriman:Valla bende bilmiyorum,işte ilk şimdi
duydum.(birden güler)Demek
Kemal 16 yaşında sünnet oldu.
Osman:Aman kızım sünnet konusunda rahmetli annesiyle bize
ne çektirdi bir
bilsen.(üzerini değiştirmiş bir vaziyette ertuğrul
gelir,oturur)
Ertuğrul:Hoş geldin dede.
Osman:Oooo hoş bulduk torun.Nerdeydin şimdiye kadar?
Ertuğrul:Odadaydım dede.Babamın gitmesini bekledim.
Osman:Niye?
Ertuğrul:Karneye kızdı,bende sinirlendim odaya gittim.
Neriman:Ama sonradan üzüldü Ertuğrul,hem o senin iyiliğini
istiyor.
Ertuğrul:İyiliğimi istiyorda anne,bağırıp çağırarak
istemesine gerek yok ki.
Osman:Bak ertuğrul ne yapalım biliyor musun?Bugün maaş
günüydü,3 aylığımı
aldım.Hani şu senin çok istediğin ayakkabı vardı ya,gidelim
şimdi onu
alalım.Sana karne hediyesi olarak.
Ertuğrul:Ama dede ben o hediyeyi hak edecek bir karne
getirmedim ki..
Osman:Dert ettiğin şeye bak,sen de seneye getirirsin
olur,biter
Ertuğrul:Sağol dede,eğer babama kalsaydı daha çok
beklerdim.Ekonomik diye
elinden gelse kışın sandalet giydirecek.
Neriman:Ama borçler vardı Ertuğrul,yoksa niye almasın?
Ertuğrul:Ablama gelince borçler hesaba katılmıyor ama.
Osman:Neyse biz kalkalım Ertuğrul yoksa şimdi 3.Dünya
savaşı patlak
verecek.((Ertuğrul montu alır çıkarlar)
Neriman:(kendi kendi)Off çok yoruldum yaa.Tüm gün canım
çıktı (kapı
çalar)Allah Allah bu saatte kim olabilir?(kapıya bakmaya
gider,döndüğünde
yanında komşusu Ayfer vardır.Otururlar)
Neriman:Hoş geldin Ayfer.
Ayfer:Hoş bulduk neriman.Seninkiler gidiyordu.
Neriman:Babamla Ertuğrul'u diyorsun.Ertuğrul'a ayakkabı
alacaklar. Bende tam
size gelecektim
Ayfer:Hayrola
Neriman:Evde kimse kalmadı,bende canım sıkılmasın diye 5
dakika size
uğrayacaktım.
Ayfer:Sevinç'le Kemal ağbi nerede
Neriman:Kemal'in bir işi çıktı oraya gitti.Sevinç'in de bir
arkadaşının
doğum günü varmış.
Ayfer:Neriman,dün ne oldu biliyor musun?Kızılca kıyamet
koptu valla..
Neriman:Niye,ne oldu Ayfer?
Ayfer:Benim bey,dün içmiş zil zurna sarhoş olmuş.
Neriman:Allah'tan Kemal'in içki gibi kötü alışkanlıkları
yoktur.Eee?
Ayfer:Neyse bu geliyor,apartmana girerken bizim alttaki
cadaloz Nebahat'in
iti buna musallat olmuş.
Neriman:Nebahat köpek mi almış?
Ayfer:Evet.2 it evde nasıl geçinecekler bilmiyorum.Sonra
benim herif köpeğe
bir taş atıyor. Taş da köpeğin çott diye alnına isabet
edince köpeğin
kafadan şarıl şarıl kan akmaya başlamasın mı?
Neriman:Deme yaa.
Ayfer:Köpek oracıkta ölmüş.Gerçi köpekten çok her şeye
benziyor ya,dana
yavrusu gibi.
Neriman:Ama apartmanda hayvan beslenmeyecek diye karar
alınmamış mıydı?
Ayfer:Dinleyen kim?Zaten o karar uygulansa bir kere Nebahat
bu apartmanda
barınamaz.Çünkü benim onun insan olduğuna dair şüphelerim
var.
Neriman:Ee ne olmuş sen niye telaşlanıyorsun ki?
Ayfer:Ama o şimdi kesin bizden şüpheleniyordur.Dava mava
açmasın?
Neriman:O zaman git konuş böyle böyle oldu de.
Ayfer:Konuşacam da burda değil ki?
Neriman:Nerede?
Ayfer:Bilmiyorum valla,ışıkları yanmıyor.
Neriman:Yani Ayfer seni anlamıyorum.Yıldızın bir türlü
barışmadı gitti
kadınla.
Ayfer:Ayy deli misin ayol,Allahın delisiyle ne işim olurmuş
benim.
Neriman:Yapma Ayfer bee,kadın sadece biraz şüpheci o kadar.
Ayfer:Ne biraz mı?Geçen sene olanları unuttun galiba.Sahte
para basıyoruz
diye polise yalan ihbarda bulunan kimdi?
Neriman:Yaa,orası öğle.
Ayfer:Yada halıyı silkerken balkonuna toz düştüğünü iddia
edipte kedilerinin
pisliklerini kapımızın önüne döken?
Neriman:Ama sizde bu yaptıklarının bedelini az ödetmediniz
kadına.Hele
haydar ağbi burnundan getirdi valla.Yaptıklarından sonra
adı psikopat
Haydar'a çıktı.
Ayfer:Ne yani Haydar kadının 7 kedisini boğazladı diye
psikopat mı oldu?
Neriman:Söylesene Ayfer psikopat olabilmesi için daha kaç
kedi boğazlaması
gerekiyordu?
Ayfer:Aslında Haydarımın pamuk gibi kalbi vardır.
Neriman:Aman ne pamuk ne pamuk.
Ayfer:Öğle deme.Bir kere Haydar çok romantiktir her sene
sevgililer gününde
bana hediye alır.Geçen seneki sevgililer gününde elektrikli
testere almıştı.
Neriman:Gerçektende çok romantikmiş.
Ayfer:Şeyy neriman sana çok önemli bir şey söyliycem.Hani
bizim beyin
çalıştığı dükkan var ya.
Neriman:Konfeksiyon atölyesi mi?Hani şu Tahir Beylerin .
Ayfer:Sen nerden tanıyosun?
Neriman:Şeyy oğlu Ayfer'lerin bölümdeymiş te.Ee ne oldu?
Ayfer:Haydar söyledi adam hiç tekin değilmiş,pis işler
çeviriyormuş.
Neriman:Nasıl yani?
Ayfer:Eroin ticareti mi ne yapıyormuş.
Neriman:(telaşlı)Neee,Haydar ağbi nereden duymuş?
Ayfer:Geçen hafta bir iş konuşmak için bunun yanına
gitmiş,o sıra adamın
misafirleri varmış.
Haydar'a sen git sonra gel demiş.Tabii bizim bey meraklı
ya,durmuş dinlemiş
bunları.Sevkiyattan, polisten falan bahsediyorlarmış.
Neriman:Aman Allahım.
Ayfer:Yaaa,hani oğluda sevinçle aynı bölümdeymiş.Adı neydi
yaa.
Neriman:Teoman.
Ayfer:Hee Teoman.Aman,Sevinç oğlandan uzak dursun Haydar
oğlanı da
beğenmiyor.Her gün babasının yanına farklı bir kızla
geliyormuş.Zaten Haydar
harıl harıl iş arıyor çıkacakmış o işten.Neyse seni fazla
meşgul ettim
ben,senin yapacak işlerin vardır.Hadi görüşürüz(dış kapıdan
çıkar.Neriman
bir süre kendi kendine durur şoka uğramıştır.Sonra kendi
kendine konuşmaya
başlar.)
Neriman:Aman Allahım bizim beğendiğimiz,temiz aile çocuğu
gözüyle baktığımız
genç meğer ne çıktı.Off off Sevinç'e bir şey olmasa
bari.(Kapı çalar,kapıya
bakmaya gider.Sahneye geldiklerinde
Oğlu Ertuğrul ve baba Osman'da oradadır.Koltuğa otururlar
Ertuğrul'un elinde
ayakkabı poşeti vardır.Osman Neriman'ın durgun halini
anlar)
Osman:Açık dükkan bulacaz diye canımız çıktı gelin ama
sonunda bulduk.Adam
da sağ olsun ucuza verdi.Ne o gelin durgun gibisin.
Neriman:Şeyy Ertuğrul sen odana gitsene ödevlerini
yaparsın.
Ertuğrul:Anne okul daha bugün bitti,ödev mi kalır?
Neriman:Olsun sen yapacak bir şeyler bulursun
Osman:Hadi Ertuğrul sen odana git
Ertuğrul:Peki gidiyim.(isteksizce oda kapısından çıkar)
Osman:Ne oldu gelin ne bu telaş içeri girdiğimizden beri
bir sıkıntın var.
Neriman:Sorma baba.Siz gelmeden az önce Ayfer geldi.
Osman:Eee?
Neriman:Neler anlattı bir bilsen?
Osman:Neler anlattı?
Neriman:Ayfer'in kocası Haydar ağbi var ya?
Osman:Psikopat Haydar mı?
Neriman:Evet.Hani Sevinç'in flört ettiği çocuğun
dükkanlarında çalışıyordu
ya?
Osman:Öğle mi?Ee ne olmuş?
Neriman:Çocuğun babası pis işler çeviriyormuş.
Osman:Yaaaa.
Neriman:Çocukta zaten pisliğin tekiymiş.Fabrikaya her gün
farklı bir kızla
geliyormuş.
Osman:Aman Allahım Sevinç'e söyledin mi bütün bunları?
Neriman:Nerden söyleyeyim baba,Teoman'la arkadaşının doğum
günü partisine
gitti.
Osman:(şaşkın)Ne yani şimdi partiye o çocukla mı gitti?
Neriman:Baba bende sana onu anlatmaya çalışıyorum ya.
Osman:Dur hemen telaşlanma kızım,sakin olmalıyız.Kemal
nerde?
Neriman:Daha gelmedi.
Osman:O zaman gelince direk polise gidelim.Allah korusun
Teoman kıza zarar
felan verir.Ahh be kızım nasıl izin verdin Sevinç'in öğle
bir çocukla dışarı
gitmesine.
Neriman:Baba ben nereden bilebilirdim.
Osman:Doğru ya sen nereden bileceksin.(İçeri Kemal girer)
Kemal:Off hanım nasıl yoruldum bir bilsen,canım çıktı
valla.(Osman'la
Neriman ayaklanır)
Neriman:Sakın oturma Kemal,hadi gidiyoruz.
Kemal:Durun hele bir soluklanayım.Nereye gidiyoruz böyle
acele.
Osman:Yolda anlatırız Kemal.(Oda kapısından Ertuğrul çıkar)
Ertuğrul:Durun millet bu saatte nereye gidiyorsunuz böyle
alelacele?(Kemal'le Neriman dış kapıdan çıkar,Osman
açıklama yapma gereği
duyar)
Osman:Bak Ertuğrul bizim acil bir işimiz çıktı karakola
gidiyoruz.Biri
gelirse eğer söylersin tamam mı?Hadi Allah'a emanet
ol.(çıkar)
Ertuğrul sahnede tek başına kalmıştır.Koltuğa
oturur,şaşkınlıkla
kendi kendine konuşmaya başlar;
Ertuğrul:Ulan ne oldu yaa?Bir şey sormaya da gelmiyor
heee,hayret bir
şey.Şuna bak nasıl da telaşlandılar.Bana bir şey olsa bu
kadar
telaşlanmazlar heee.Aman bırak gitsin derler.Saatte kaça
geliyor...Bu saate
karakolda ne işiniz var sizin.Milletin asayişi sizden
soruluyor sanki...(Dış
kapıdan başında fötür şapkası boynundaki büyük kolye ile
Dayı gelir elinde
bavul falan vardır.Yanında da ağzında sakızıyla güneş
gözlükleri takmış
sevgilisi Helga vardır.Fakat Ertuğrul dayısının geldiğini
anlamaz hala kendi
kendine konuşmaktadır.)
İhsan:Yeğen(Ertuğrul kafasını dayısının olduğu tarafa
çevirir)
Ertuğrul:Dayıııı..!(şaşırır,çünkü dayısını
beklemiyordur.)Hayır hayır,hayal
görüyorum ben.Karnem sinirlerimi bozmuş olmalı.Bir kere
benim dayım
Almanya'da.
İhsan:La oğlum ne oluyor la sana,kafayı mı sıyırdın yoksa?
Ertuğrul:Dayı bu sen misin?
İhsan:40 yıllık dayını tanımadın mı oğlum?
Ertuğrul:Dayı bu sensin.
İhsan:Tabi benim.
Ertuğrul:Ama sen Almanya'daydın.(İhsan bavulları giriş
kapısının oraya
koyar.Helga'ya otur işareti yapar.
İhsan:Off be yeğen bayağ yorulmuşum.Hele biraz
dinlenelim,anlatırım.
Ertuğrul:Vayyy be inanamıyorum yaa gerçek olamaz,dayım
burada Türkiye'de.
İhsan:Valla bende inanamıyordum yeğen.Ama sınır dışı
edilince inanmak
zorunda kaldım.
Ertuğrul:Neee Almanlar seni sınır dışı mı etti?
İhsan:Evet.
Ertuğrul:Ama niye,senin gibi itfaiyeciyi bir daha nerden bulacaklar?
İhsan:Aslında pek zor olmayacak.Çünkü başka hiç kimse
yangına benzin dolu
kovayı dökmez.
Ertuğrul:Ne yapmaz.
İhsan:Yangına diyorum benzin dolu kovayı dökmez.
Ertuğrul:Nasıl yani?
İhsan:Bir gün büroda oturuyoruz.Telefon geldi,dükkanın
birinde yangın
çıkmış.Neyse giyindik çıktık.Olay mahaline geldiğimizde
lokantanın biri
yanıyordu,tüp mü ne patlamış.Tabi ben bunu görünce
dayanamadım arabadan
atladığım gibi aldım elime bir kova suyu boşalttım ateşin
üstüne.
Ertuğrul:Ee söndürdün mü bari?
İhsan:Nee söndürmesi.Meğersem benim su diye boşalttığım
kovanın içinde
benzin varmış.Fooşşşş.
Bina havaya uçtu.
Ertuğrul:Aman boşver be dayı.(Helgayı göstererek)Bu kim.
İhsan:Helga.
Ertuğrul:Yengemiz mi oluyor?
İhsan:Evet.Almanya'dayken tanıştık cazibeme dayanamadı
peşimden
geldi.Ablamlar nerede?
Ertuğrul:Valla bilmiyorum dayı.Karakola gidiyoruz diye
çıktılar
İhsan:Allah Allah karakolda ne işleri varmış ki.
Ertuğrul:Bilmem.Yaa dayı Almanya nasıl bir yer?
İhsan:Ne sen sor ne ben söyliyeyim.
Ertuğrul:Yani o kadar kötü hee?
İhsan:Kötü de laf mı.Eğer orda Türk'sen seni devamlı
aşağılarlar,insan
yerine koymazlar.Ülkene gelirsin Alamancı diye dalga
geçerler.Yani ortada
sıkışıp kalırsın.
Ertuğrul:Yaa demek öğle.
İhsan:Keşke diyorum babamı dinleseydim de okusaydım.Rahmetli
zamanında çok
yalvardı dinleyen kim?Gittik burnumuzun doğrultusunda ne
oldu?Koca bir
hiç....
Ertuğrul:Ee dayı bir sürü paran vardır şimdi
senin.Türkiye'de yeni bir iş
kurarsın?
İhsan:Binayı havaya uçurunca Alamanlar tazminat diye tüm
mal varlığıma el
koydular.Yani anlıycan beni sadece kirli donumla
postaladılar
Türkiye'ye.Sadece Türkiye'de biraz birikimim var o kadar.
Ertuğrul:Vayy be koskoca İhsan börekçi'ye yapılacak şey
miydi bunlar?
İhsan:Eee bizde haberler böyle,burda nasıl?Karneyi aldın
mı?
Ertuğrul:Aldım da karneden çok her şeye benziyor.
İhsan:Aman oku yeğenim.Oku da vatana milleti sen kurtar.
Ertuğrul:Eee dayı Almanya'dan ne getirdin?
İhsan:Valla yeğen bir sürü bir şey getirdiydim şuradaki
siyah çantada.Sonra
açarız beraber.
Ertuğrul:Peki dayı(fondan telefon sesi gelir,Ertuğrul gider
bakar.)
Ertuğrul:-Aloo.-Evet baba-Ne ablam karakolda mı?-Tamam 2
saate kadar
geliyorsunuz anladım. Baba,size bir sürprizim var eve
gelince
görürsünüz.(dayısına)Ablam gözaltına alınmış.
PERDE KAPANIR,İLK SAHNE BİTMİŞTİR
PERDE 2
Sahne de Helga,ihsan bir de Ertuğrul vardır.Ertuğrul'la
İhsan
düşüncelidir.Lafa ilk başlayan Ertuğrul olur.
Ertuğrul:Nerede kaldılar yaa,saat 2'yi geçti.
İhsan:Valla Almanya'da geceler 2'den sonra başlar yeğenim.
Ertuğrul:Hakkatten Dayı sen Almanya'dan hiç bahsetmedin.
İhsan:Neyinden bahsedeyim.Sokaklarda esrar içen
gençlerinden mi?Hiç kimsenin
birbirine saygı duymadığı insanlarından mı.Söylesene
neyinden bahsedeyim.
Ertuğrul:Peki dayı anlaşılan sen bu konu hakkında bayağı
dolusun.Daha fazla
konuşmaya gerek yok.
İhsan:Türkiye'nin değerini bilmelisin Ertuğrul.Bizim
memleketimiz gibi bir
ülke Dünya'nın başka hiçbir yerinde yok.Havası,suyu insanı
başka bir alemden
sanki.Bak mesela ben İtalya'ya da gittim.
Ama orada kimse zorda kalan birine yardım etmez.Ama bizim
memleketimiz de
öğle mi?
Ertuğrul:Doğru söylüyorsun.Mesela geçen hafta arkadaşlarla
dolaşırken
çocuğun birine araba çarptı belki 20 kişi nasıl yardım
edebileceklerini
sordu?
İhsan:Başka bir ülkede olsa o çocuğun cüzdanını çarpmaya
kalkarlardı.
Ertuğrul:Belki bizde ellerinden gelen yardımı yapmaya
kalkarlar ama,nasıl
yardım edeceklerini bilmezler.
İhsan.Gerçi o da doğru.
Ertuğrul:Nerede kaldılar başlarına bir iş mi geldi desem
koca koca insanlar.
İhsan:Takma kafanı.(Kapı çalar)
Ertuğrul:He geldiler.
Kapıyı açmaya gider.Sahneye ilk önce üzerine mont almış
Sevinç girer
fakat hızlı adımlarla odanın olduğu kapıdan geçe,arkasından
neriman
gider.onların arkasından sinirli bir şekilde Kemal ve
düşünceli bir şekilde
Osman girer.Sahneye en son gelen Ertuğrul şaşkındır.Osman
ve Kemal
koltuklara oturur.)
Ertuğrul:Baba ne oldu size yaa?
Kemal:Sen odana gitsene bir kere..!
Ertuğrul:Tamam ya ne kızıyon.Dede bak kim geldi?
Osman:Hoş geldin İhsan.
İhsan:Hoş bulduk Osman amca.
Ertuğrul:Dede ya herkesin yüzünden düşen bir parça.Ne oldu
böyle?Almanya'dan
dayım gelmiş suratına bakan yok.Hem ne oldu ablamı
bulmuşsunuz sonunda?
Kemal:Bulduk bulduk bir de nerden bulduğumuzu sor bakalım.
Osman:Tamam Kemal fazla uzatma.
Kemal:Ablan o Teoman denen şerefsizle esrar partisine
gitmiş.
Ertuğrul:Neeee(oda kapısından çıkar)
Osman:Eee Kemal sıktın ama.
Kemal:Ne sıkması baba ya.Benim yıllardır üzerine titrediğim
kızımı gün
gelsin karakollardan toplayalım.
Osman:Kızın bir suçu yok ,bilmiyormuş.Zaten kaçmış işte.
Kemal:Allahtan komser anlayışlı çıktı.Yoksa bu saate zor
bırakırdı
bizi.Allahım inanamıyorum,bugüne kadar ifade vermeye dahi
karakola gitmemiş
olan benim gibi birinin kızı gün gelsin esrar partisinde
yakalansın.
Osman:Kemal tamam büyütme,gençtir olur.Hem kullanmadım dedi
ya daha ne
istiyorsun.
Kemal:Bir kere o ortama girmesi yanlış baba.Kusura bakma
senle de
ilgilenemedik İhsan ne var ne yok?
İhsan:Valla asıl haberler sizde kayınço.
Kemal:Akşam Sevinç bir doğum günü partisine gidiyorum diye
adı Teoman olan
bir çocukla gitti.
Benimde büroda işim vardı oraya gitmiştim.Eve bir geldim
Neriman'la babam
telaş içinde.Neyse karakola gittik ne görelim Sevinç orada
oturmuş
ağlıyor.Meğersem O doğum günü partisi diye gittiği yerde
esrar
içiyorlarmış.Bizim kız da ordan kaçmış.
İhsan:İyi ya enişte kaçmış ya ne güzel.Eee daha sonra?
Kemal:Sonrası çocuktan şikayetçi olduk polisler baskın
yaptı,çocuğun
üzeinden 15 gram esrar çıktı.
İhsan:Aslında bence bunda o kadar da kızacak bir şey yok be
enişte.Yani
Sevinç kullanmadıysa daha ne istiyorsun ki?
Kemal:Bize kullanmadım dedi ama polis idrar tahlili
yapacak,asıl sonuçları
yarın öğrenicez.Hem zaten inanmıyorum da kullanmadım
dediğine,kesin yakasını
sıyırmak için yapıyor bunları.Ama görür o bundan sonra
benden izinsiz
bakkala gitmek yok.
İhsan:Yok yok Sevinç kullanmamıştır,sen boşuna
evhamlanıyorsun enişte.
Kemal:Beni asıl üzen şey ne biliyor musun İhsan?Daha düne
kadar
televizyonlarda üzülerek izlediğim, annelerine babalarına
acıyarak baktığım
o insanların yerinde bugün benim kızım var.
İhsan:Boş ver enişte fazla üzerine gitmeye gerek yok.Hem
Almanya'da bu esrar
işi o kadar normal karşılanıyor ki neredeyse devlet bunu
yasal hale getirdi.
Kemal:Orası Almanya İhsan.Orada aile çökmüş,toplum
yozlaşmış,her türlü
pislik normal karşılanır olmuş.Ama burası Türkiye.Bizim bir
dinimiz
var,örfümüz adetimiz var.Neyse kaç gün kalacaksın?
İhsan:Nerede?
Kemal:Tabii ki Türkiye'de.
İhsan:Valla uzun yıllar kalmayı düşünüyorum.
Kemal:Nasıl yani?Oğlum sen tatile gelmedin mi buraya?
İhsan:Ne tatili,Almanlar sınır dışı etti beni.
Kemal:Nasıl oldu peki?
İhsan:Amann sonra anlatırım zaten önümüzde uzun yıllar
var.(neriman oda
kapısından çıkar)
Neriman:Yaptığını beğendin mi kemal?Kızın gururunu
kırdığının farkında
mısın.Hoş geldin İhsan
İhsan:Hoş bulduk abla.
Neriman:Neee ihsan senin ne işin var?Hangi rüzgar ettı
seni?
İhsan:Valla Alman hükümeti rüzgarı attı.Aslında rüzgardan
çok fırtınaya
benziyorlar.
Neriman:Sende hoş geldin kızım.(Helga tip tip suratına
bakar)Ne o ihsan bu
kız dilsiz mi?
İhsan:Yok abla dili varda Almanca.
Neriman:Ne bu kız gavur mu?
İhsan:Valla Alman olduğuna göre gavur oluyor.
Neriman:Vay başıma gelenler.Sen ciddi misin,şaka falan
yapmıyorsun değil mi?
İhsan:Ben gayet ciddiyim.
Neriman:Tüh yazıklar olsun sana.Annemle,babamın kemikleri
sızlıyordur
şimdi.Unuttun mu babamın vasiyetini,ne demişti sana babam?
İhsan:Bana Almanya'dan Türk gelin getir demişti.
Neriman:Sen ne yaptın tuttun elin gavurunu getirdin.
İhsan:Aman abla sanki Türk gelin getirsem ne olacak.Babamın
kemiklerini mi
öpecek?
Neriman:Onun ölmüş olması vasiyetini yerine getirmeyeceğin
anlamına gelmez.
İhsan:Peki peki.Helga'nın saçlarını siyaha boyarız.Birerde
siyah lens taktın
mı senden benden daha Türk olur?
Neriman:Ne yani rahmetli annemle babamı kazıklıycan
mı?Almanya seni bayağı
değiştirmiş İhsan.
İhsan:Ya olmazsa bir tane de Türk gelin alırız.
Neriman:Demek bunun üzerine kuma getirecen.Vallaha pes
doğrusu.Sen şeytana
bile pabucunu ters giydirirsin İhsan.Ne halt yersen
ye.(çıkar)
İhsan:Aman abla Almanya'dayken seni mi arasaydım "Abla
kimle evleneyim?"
diye.Biz de belirli bir yaşa geldik ama,değil mi
ya?(Ertuğrul'un bağırma
sesi duyulur;)
Ertuğrul:Baba koşun ablama bir şeyler oluyor..!(Aile odaya
koşarken perde
kapanır.Perde açılırken İhsan'la Helga yatmıştır.Sahnede
doktor ile Kemal
vardır.Doktor pijamalıdır.Perde tam olarak açılınca Kemal
konuşmaya başlar.)
Kemal:Sağol Ömer ağbi.Gecenin bir vakti seni de rahatsız
ettik.
Doktor:Duymamış olayım Kemal,komşuluk bugünler içindir.
Kemal:Peki nesi varmış Sevinç'in?
Doktor:Muayene ettim ama herhangi bir şeyi yok.
Kemal:Ohhh Çok şükür.
Doktor:Yalnız çok ağır bir psikolojik bunalım
geçiriyor,onun için üzerine
fazla gitmeyin.
Kemal:Olur Ömer ağbi.
Doktor:(kalkar)Bende gideyim.Zaten pijamalarla geldik.Bi
gören olur,adımız
sapığa çıkar.
Kemal:Tamam.(Doktoru dış kapıya kadar geçirir.Sahnede bir
tek kendisi
vardır,koltuğa oturur kendi kendine konuşmaya başlar.)Ne
yaptım ben Allahım
ya,az daha kızımın hayatını kendi ellerimle
mahvediyordum.(Neriman oda
kapısından gelir oturur.Kemal'e biraz sinirli bir şekilde
bakmaktadır)
Neriman:Ne oldu,Ömer ağbi ne dedi?
Kemal:Psikolojik bunalım geçiriyormuş,fazla üzerine
gitmeyecekmişiz.
Neriman:Zaten bu evde kızın üzerine giden tek kişi sensin.
Kemal:Üzerime fazla gelme Neriman,ben nereden bilebilirdim
böyle
olacağını.Sadece onların gelecekte beni anlamalarını,babam
haklıymış
demelerini istedim.
Neriman:İstediğin oldu mu peki?
Kemal:Tamam hatalıyım,affettin mi peki beni?
Neriman:Sen benden değil,Ertuğrul'la Sevinç'ten af dile
tamam mı?(kalkar,oda
kapısında çıkar)
Kemal:Allahım kızıma bir şey olmasa bari.(oda kapısından
pijamalı haliyle
ihsan çıkar)Ne o İhsan uyumadın mı?
İhsan:Yoo uyumuştum,çok güzel de bir rüya görüyordum fakat
sesinize uyandım.
Kemal:Kusura bakma seni de rahatsız ettik.
İhsan:(yanına oturur)Amann boşver ben alışkınım
zaten.Almanya'dayken
kaloriferi yanmayan bir apartmanın bodrum katında
kalıyordum.
Kemal:Ama bize gönderdiğin mektupta havuzlu,müstakil bir
evde kaldığından
bahsediyordun.
İhsan:Sorunlarımı size de anlatarak üzülmenizi istemedim be
enişte.
Kemal:İhsan,gerçekten Almanya'dan şu anlattığın itfaiye
hikayesi yüzünden mi
kovuldun?
İhsan:Yok enişte aslında polisler beni esrarla yakaladı.
Kemal:Neeee...!
İhsan:Yok yok şaka yaptım.
Kemal:Hiç komik değil,bunun şakası bile kötü İhsan.
İhsan:Peki enişte.
Kemal:Eee,Almanya nasıl?
İhsan:Valla iyidir,ellerinden öper.
Kemal:İhsann, Almanya'da Stand up yaptın herhalde?
İhsan:Yok be enişte ne stand-up'ı.Aslında ben Almanya'da
kaçak
işçiydim,sonunda yakaladılar sınır dışı ettiler.
Kemal:Hani itfaiyeciydin.
İhsan:Hepsi yalandı.Hem orda itfaiyeci olmak kolay mı be
enişte?Almanya'da
ekmek aslanın ağzında,hatta miğdesine inmiş.
Kemal:Ahh bu anlattıklarını birde Ertuğrul'a
anlatabilsem.Tutturmuş dayımla
Almanya'ya gideceğim diye,bir türlü vazgeçiremedim Almanya
sevdasından.Allahtan sen geldin de kurtulduk.
İhsan:Eğer ben onu Almanya'ya götürseydim değil 10 sene
kalmak,1 hafta
dolmadan çıkar gelirdi.
Hem ben Almanya'nın zorluklarını Ertuğrul'a da anlattım.Kararından
caymıştır
herhalde.
Kemal:İnşallah.İhsan,sence ben nasıl bir baba olmalıydım?
İhsan:Mesela noel baba gibi olabilirsin?
Kemal:İhsan stand-up'ına bir son versen diyorum.
İhsan:Tamam tamam.Bak mesela özgürlükçü bir baba
olabilirdin?
Kemal:Nasıl yani?
İhsan:Hani Helga var ya?
Kemal:Evet.
İhsan:Onun bir ablası var,kız esrarkeş.Babası ne yaptı
biliyor musun?
Kemal:Kızı öldürdü mü?
İhsan:Ne öldürmesi,benim de evde olduğum bir gün kızıyla
beraber esrar
çekti.
Kemal:Yuh..!.O kadarı da fazla.Hem bu Helga'nın öğle kötü
alışkanlıkları yok
değl mi?Alkol sigara.
İhsan:Yok canım Helga temiz kızdır,sadece haftada bir
Maruyana çeker o
kadar.
Kemal:Bayağ temizmiş.Peki Türkiye'de ne yapmayı
düşünüyorsun İhsan?
İhsan:Biliyorsun biraz birikimim var,onu değerlendiririm
herhalde.
Kemal:Peki o sarışın kızla nasıl tanıştın,Helga mı neyse?
İhsan:Almanya'da lokantanın birinde,zaten bir hafta olmadan
ülkesine
döner.Bu arada size rahatsızlık vermiyoruz değil mi enişte?
Kemal:Ne rahatsızlığı İhsan,ev senin zaten.
İhsan:Sağol be enişte.Sen çok kral adamsın,senden gördüğüm
iyiliği öz
kardeşlerimden görmedim valla.
Kemal:Sağol,senin de bana az iyiliğin dokunmadı.
İhsan:Sende sağol.(kalkar)Neyse enişte ben yatayım.1-2 saat
uyusam
yeter.Saatte zaten 4'e geliyor. Sende kafanı takma,sabah
ola hayrola.(çıkar)
Kemal:(arkasından)Allah rahatlık versin.(Kemal düşüncelere
dalar.Osman
gelir)
Osman:Ne oldu,ne düşünüyorsun?
Kemal:Sence fazla mı sert davrandım baba?
Osman:Yok canım ne serti gayet yumuşaktın,istersen bir sopa
vereyim kızın
ağzını yüzünü dağıt.
Kemal:Evet evet çok serttim.Ama ben hep senin gibi bir baba
olmak
istedim.Yeri gelince arkadaş, yeri gelince yönetici bir
baba.
Osman:Ama yöneticilik kısmını biraz fazla abarttın.Allah
aşkına söylesene
Kemal,çocukları en son ne zaman bir geziye götürdün?
Kemal:Şeyyy,4 sene oldu herhalde.
Osman:Gördün mü çocuklarına ne kadar ilgisiz davrandığını?
Kemal:Ama işlerden başımı kaşıyacak vaktim olmadı ki...!
Osman:Başını kaşıyacak zaman bulamasan bile çocuklarınla
ilgilenecek zamanı
bulmalısın.
Kemal:Tamamda ben çalışıyorum,Neriman ilgilense olmaz mı?
Osman:Sen çalışıyorsun da Neriman ne yapıyor?Evin
alışverişi onda,3 öğün
yemek onda.Daha saymadığım bir sürü iş var.
Kemal:İşte gördün mü,neriman'da çok meşgul bende.Sanki
Sevinç kendi karar
veremez miydi öğle ortamlara girip girmeme konusunda.
Osman:O neyin doğru neyin yanlış olduğunu nerden
bilsin,hayata karşı bir
tecrübesi mi var?Onu babası olarak sen yönlendireceksin.Ama
sen ne
yapıyorsun,onu başı boş bırakarak belki de hayatını karartıyorsun.Unutma,o
bir çiçek.Onu bataklıkta da bahçede de büyütmek senin
elinde.(Ertuğrul
gelir)
Ertuğrul:Yaa baba ya ne yapıyorsunuz,sesiniz ta tuvalete
geliyor.
Kemal:Allahtan tuvaletin sesi buraya gelmiyor.
Osman:Başladın yine çocuğu aşağılamaya.Konuştuklarımız
nerede kaldı?
Ertuğrul:Ne konuşması dede?
Kemal:Ertuğrul şuraya bir otursana.(ertuğrul koltuğa
oturur)
Ertuğrul:Evet
Kemal:Bak Ertuğrul,seninle konuşacaklarım var.
Ertuğrul:Baba yine konuyu karneden açacaksan sabahın 5'inde
senin
nasihatlerini dinleyemem.
Osman:Gördün mü?Hayatın boyunca çocukla dersten başka bir
şey konuşmamışsın
ki.
Kemal:Bugüne kadar size hep iyi bir baba olmak için
uğraştım.
Ertuğrul:Fakat pek başarılı olamadın.
Kemal:Doğru haklısın,ama hepsini ablanla senin iyiliğiniz
için yaptım.
Ertuğrul:Evet.
Kemal:Onun için bugüne kadar yaptığım hatalardan dolayı
senden özür
diliyorum.
Ertuğrul:Baba sen iyi misin,kafana saksı falan düşmedi
değil mi?
Kemal:Hayır,bugün olanlar sayesinde geçmişte yaptıklarımı
düşündüm ne kadar
haklıyım diye.
Fakat sizin iyiliğiniz için yaptıklarım aslında sizin için
bir problemden
başka bir şey değilmiş.
Ertuğrul:Aslında bende pek suçsuz sayılmam.Mesela bugüne
kadar planlı bir
şekilde ders çalışmamak,sokaklarda aylak aylak dolaşmak da
benim
hatalarımdı.
Kemal:Kendi hatalarını görebilmen ne güzel?
Ertuğrul:Aslında ben bunların farkındaydım fakat sana
söylemeye
çekiniyordum.
Kemal:Niye?
Ertuğrul:Kızacağından korktum.
Kemal:Artık rahat olabilirsin,bundan sonra sana asla
kızmayacağım.
Ertuğrul:Peki o zaman.Hani annemin en sevdiği elbisesi
yanmıştı ya,onda
biraz da benim parmağım vardı,sonra Ayfer teyzenin kapısına
kedi
pisliklerini aslında Nebahat teyze değil de ben dökmüştüm.
Kemal:Neee...!Bütün bunları sen mi yaptın?
Ertuğrul:Baba hani bundan sonra kızmayacaktın?
Kemal:Neyse,bunları dedenin olmadığı bir gün konuşuruz.
Ertuğrul:Allahım sana şükürler olsun,benim babam da artık
bana kızmayacak.
Kemal:Ama sende görevlerini tam olarak yerine getireceksin
tamam mı?
Ertuğrul:Valla ders konusunda bir şey diyemem ama diğer tüm
görevlerime
harfiyen uyacağıma garanti edebilirim.
Kemal:Neden ders konusunda değil?
Ertuğrul:Baba hocaları biliyosun,hepsi kafayı
sıyırmış.Aslında onların
hukuken öğretmenlik yapması doğru değil.
Kemal:Bakıyorum da başımıza 40 yıllık hukukçu kesildin.Sen
bırak hukuk
fakültesine girmeyi liseyi
Kazasız belasız bitir sana madalya takarım ben.
Ertuğrul:Amann baba başlama yine.
Kemal:Şaka yaptım oğlum.(Dış kapıdan Sevinç gelir)
Sevinç:Baba oturabilir miyim?
Kemal:Tabi kızım.(oturur)
Sevinç:Aslında bugüne kadar seni hiç dinlemedim ama bugünkü
olaylar
gösteriyor ki sen haklıymışsın.Bundan sonra sözünden hiç
çıkmayacağım
Kemal:Aslında ben de aynı şeyleri senin için düşünüyordum.
Sevinç:Nasıl yani?
Kemal:Sizin bugüne kadar beni sevmenizi hep sertlikle
sağladım.Aslında sevgi
için illa ki sertliğe gerek yokmuş.
Sevinç:Sen bize sert davransan da davranmasan da biz seni
zaten hep
sevmiştik.Sonuçta sen de bir insansın,senin de hataların
olacak.
Kemal:Size hak ettiğiniz ilgiyi göstermedim,siz de
kurtuluşu başkalarında
aradınız.
Sevinç:Hayır baba sen bize hak ettiğimiz ilgiyi hep
gösterdin.Fakat biz
bilemedik.Hastalanınca belki bize belli etmezdin ama için
içini yerdi,sonra
geceleri biz uyurken gelir başımızı okşar üstümüzü örter
giderdin,çünkü sen
sevginin bilinmesini istemezdin.Senin tek hatan biraz set
olmandı.
Kemal:Çünkü sizin iyiliğinizi istiyordum.
Sevinç:Fakat sertliğinin ayarını iyi yapamadın baba
sen.Bizi hep despotlukla
yönettin.Sen diktatördün,biz de senin gölgen altında ezilen
halk.Sanki evde
değil de esir kampında yaşıyorduk. Her şeyimizin bir
proğramı vardı.Sabah
8'de kalkılacak,akşam 8'de gelinecek.Elinden gelse tuvalete
gitme
saatlerimizi bile sen belirleyecektin.
Kemal:Hepsi sizin iyiliğiniz için kızım.
Sevinç:Tamam baba ama biraz fazla abarttın.
Kemal:Ne yapabilirdim ki?Kötü zamandayız,kimseye
güvenemezsin bu
devirde.Bak,Teoman görünüşüne bakınca nasıl da temiz bir
çocuktu.Ama o masum
maskesinin altından nasıl bir şeytan çıktığını sende
gördün.
Sevinç:O konuda haklısın baba.
Kemal:Aslında ben her konuda haklıyım fakat bunu zamanla
göreceksiniz.Ama
artık bundan sonra kısıtlama yok,başkasının haklarına
dokunmayacak şekilde
özgürlüğünüzü istediğiniz ölçüde yaşayacaksınız.
Ertuğrul:Bu sözler buranın artık yarı kapalı cezaevi
olmadığı anlamına
geliyor?
Kemal:Evet.Bundan sonra bu evden bağırtılar
değil,mutluluğun sesi
yükselecek.
(kızı ve oğlu Kemal'in boynuna sarılır bu şekilde perde
kapanır.)
SON