Çocuk:
Ey güneş biraz ara versen ne olur sanki.
Sahne: Çocuk ayakta
çalışmaktadır. Güneş maketinin ortasında bir başka çocuk yüzü görülmektedir.
Güneş
şarkısını söylerken, çocuk oflaya poflaya çalışmaya devam eder.
Güneşin şarkısı
Işık
topuyum parlarım
Donarsınız ben olmazsam
Yarın yeniden doğarım
Kaybolsam
bile bu akşam.
Çocuk çalışmaya devam ederken
şekilli parlak bir şişe bulur. Tapasını açar, içinden bir dev belirir.
Çocuk:
Hiii! Bu da nesi?
Dev:
(Tok ve yavaş tempolu bir sesle) Sağ ol çocuk, beni bu şişeden
kurtardın.
Çocuk:
(Korkuyla) Sen de
kimsin?
Dev:
Ben bu şişeye hapsedilmiş bir cinim. Yüzyıllardır beni şişeden
birisinin kurtarmasını bekliyordum. Sen, iyi kalpli çocuk! Beni kurtardığın
için seni ödüllendireceğim. İyi düşün. Yalnızca üç dileğini yerine
getirebilirim.
Çocuk:
(Sevinir) Yaşasııın.
Dev:
Dile benden ne dilersen.
Çocuk:
(Bir süre düşünür ve güneşe dönerek)
İşte onun gibi güçlü olmak istiyorum. Her yeri aydınlatmalıyım ve her şeyi
ısıtmalıyım. En güçlü o. Güneş olmak istiyorum.
Dev:
Pekâlâ. (bağırarak, vurgulu) lebbeyk! Sahip güneş olsun!
Güneş
maketinin arkasında artık çocuk vardır. Neşe içinde güneşin şarkısına başlar.
Güneşin şarkısı
Lay
lay lay la lay lay lom
Lay
lay lay la lay lay lom
Işık topuyum parlarım
Donarsınız
ben olmazsam
Yarın yeniden doğarım
Kaybolsam
bile bu akşam
Şarkı
devam ederken güneşin önüne bulut maketi taşıyan başka bir çocuk gelir.
Çocuk:
Hişşt! Çekil önümden!
Bulut:
(Şımarık) Çekilmem.
Çocuk:
Çekil diyorum sana.
Bulut:
Bana ne.
Çocuk:
Bak şimdi öyle bir sıcak olacağım ki çekip gideceksin.
Bulut:
(Gülerek) Hadi ne yaparsan yap.
Bulut
şarkısını söylerken çocuk kızmakta ve yakınmaktadır.
Bulutun şarkısı
Pamuk deniziyim gökyüzünde
Kar yağmur taşırım ben göğsümde
Bazen
şimşekler çıkar benden
Sular
vardır benim özümde
Çocuk:
Ciiin ciiin. Çabuk gel.
(Dev
gelir)
Dev:
Ne istiyorsun ey sahip.
Çocuk:
En güçlünün güneş olduğunu sanıyordum ama şu bulut geldi, önümde durdu.
Hiç bir şey yapamıyorum. Demek ki, bulut daha güçlüymüş. Bulut olmak istiyorum.
Hadi, hadi! Bulut yap beni. Çabuk ol!
Dev:
Peki ey sahip. Lebbeyk! Sahip bulut olsun
Çocuk
artık bulut maketindedir.
Çocuk:
Yaşasııın! Yağmurlar yağsın, şimşekler çaksın!
Neşeyle
şarkısına başlar.
Bulutun
şarkısı
Pamuk deniziyim gökyüzünde
Kar
yağmur taşırım ben göğsümde
Bazen şimşekler çıkar benden
Sular
vardır benim özümde
Şarkı
devam ederken, rüzgâr sesi duyulur ve tülleri savrulan bir çocuk girer.
Salınarak gelir ve bulutu itmeye başlar. Bulut bir süre direnir.
Çocuk:
Ne oluyor yaa. Neden beni itiyorsun.
Rüzgâr:
(Kibirli) Önüme katarım her
şeyi. Çok götürdüm senin gibisini.
Çocuk:
İtme beni, itme ne olur.
Rüzgâr:
Hele bulutlara hiç acımam.
Cocuk:
Neden yaaa!
Rüzgâr değişik yönlere doğru dans ederek giderken
şarkısına başlar
Rüzgârın şarkısı
Koşarım ben hiç duramam
Esmezsem ben, ben olamam
Biraz deliyim darılmayın
Durdurmak
için yorulmayın
Yeniden
buluta doğru gelir ve onu itmeye başlar. Beraberce ve yavaşça hareket ederler.
Çocuk:
(Ağlamaklı bir sesle) Vay
be. Rüzgâr daha güçlüymüş. (bağırarak) Ciiin, ciin. Yetiş!
Dev
yeniden sahneye gelir.
Dev:
Söyle ey sahip.
Çocuk:
Tam güneşin önünü kapatıp yağmurlar yağdıracaktım ki, rüzgâr gelip beni
kovaladı. Asıl en güçlü olan rüzgârmış. Rüzgâr olmak istiyorum. Rüzgâr olmak
istiyorum.
Dev:
Lebbeyk. Sahip rüzgâr olsun.
Çocuk
rüzgâr tülleriyle dans ederek süzülür ve şarkısına başlar.
Rüzgârın şarkısı
Koşarım
ben hiç duramam
Esmezsem
ben, ben olamam
Biraz deliyim darılmayın
Durdurmak
için yorulmayın
Şarkı
devam ederken çocuk dağa çarpar. Şarkıyı söylemeyi bırakır.
Çocuk:
(Şaşırarak) A aaa! Ne oluyor ben
nereye tosladım.
Dağ:
(Kendinden emin rahat bir sesle) Bre
gafil! Ne dolanırsın önümde?
Çocuk:
Şimdi görürsün sen.
Çocuk
geriler bir daha dağa doğru hamle yapar. Yine çarparak durur. Gittikçe
sinirlenir.
Dağ:
Yavrucuğum boşuna yorma kendini.
Çocuk:
Öyle bir eseceğim, öyle bir eseceğim ki seni yıkıp geçeceğim.
Çocuk
her seferinde dağa çarparak birçok kez hamle yapar.
Dağ
güler ve şarkısına başlar.
Dağın şarkısı
Ak
saçlarım kardandır
Bütün gövdem kayadandır
Eskilere
dayanır yaşım
Belki
ağırlığım ondandır
Şarkı
bitince,
Çocuk:
Nasıl oluyor ben ki o kadar güçlüyüm ama şu dağı yerinden
kımıldatamıyorum. Dağ daha güçlüymüş. Dağ olmalıyım, dağ olmalıyım. Ciiin,
ciiin!
Dev
gelir.
Dev:
Yine ne istiyorsun?
Çocuk:
(Ağlamaklı) Tam en güçlü
olmanın keyfini çıkartıyordum. Şu koca dağ önüme çıktı ne yapsam onu
geçemiyorum. Bana yardım et.
Dev:
Nasıl yardım edebilirim?
Çocuk:
Beni dağ yapabilirsen en güçlü olabilirim.
Dev:
Yalnızca üç hakkın vardı ve sen onu kullandın. Artık dileklerini yerine
getiremem.
Çocuk:
Ama bu haksızlık. Ben dağın daha güçlü olduğunu bilmiyordum. Bir şey
yapamaz mısın?
Dev:
Sen iyi kalpli bir çocuk olduğun için sana son bir şans vereceğim. İyi
düşün ve söyle. Çünkü başka şansın olmayacak. Gerçekten dağ olmak istiyor
musun?
Çocuk:
Eeveeet.
Dev:
lebbeyk! Sahip dağ olsun!
Çocuk
dağ maketinin ardına geçmiştir. Keyifle şarkısına başlar.
Dağın şarkısı
Ak
saçlarım kardandır
Bütün
gövdem kayadandır
Eskilere dayanır yaşım
Belki
ağırlığım ondandır
Şarkı
devam ederken bir madenci (veya madenciler) dağa kazma vurmaya başlar.
Çocuk:
Aman ne oluyor. Birisi içimi oyuyor. Ama nasıl olur en güçlü benim.
Madenci(ler) şarkı söyler
Cehenneme ben inerim
Kömürü
de ben sökerim
Kara
kışta titrerim
Hani benim hani benim (k)
Hani
benim kömürüm (k)
Hani
benim kömürüm (k)
Çocuk:
Heeey! Ne yapıyorsunuz siz orada niye içimi oyuyorsunuz.
Madenci(ler):
Ben (biz) emekçi bir insanım (insanlarız). Fabrikalar çalışsın ve
insanlar ısınsın diye çalışır kömür çıkarırım(çıkarırız).
Çocuk:
Eyvah mahvoldum. şu içimi oyan insan çok daha güçlüymüş benden. Ciiiin,
ciiin.
Dev
yeniden gelir.
Dev:
Yine ne var?
Çocuk:
(Ağlamaklı) Ben insan olmak
istiyorum.
Dev:
Sana başka şansının olmadığını söylemiştim. Hem sen, zaten insandın.
Çocuk:
Ama en güçlü oymuş.
Dev:
İşte böyle çocuğum. İnsan kendi gücünün ve yeteneğinin farkına
varmıyor. Bu ders senin için en büyük ödüldür. Seni tekrar eski haline
döndüreceğim.
Çocuk:
Yaşasın eski halime döndüm. Vay be! (Dağa ve güneşe bakar) Demek
ki çalışan, üreten insan, aslında en güçlü olanmış. Hiç başkalarına öykünmeye
gerek yokmuş. İnsan gücünün farkına varmalı ve kendi geleceğini eline almalı.