HACİVAT-Karagöz’üm
merhaba!
KARAGÖZ-Sensin o, kör
kaba!
HACİVAT-Ben öyle
demedim efendim, yanlış anladın!
KARAGÖZ-Peki ne demek
istedin?
HACİVAT- Günaydın
demek istedim günaydın!
KARAGÖZ-Ha anladım.
Peki, senin dediğin olsun.
HACİVAT-Öyle denmez
efendim, öyle karşılık verilmez.
KARAGÖZ-Şimdi tokadı
patlatırsam karşılığı görürsün.
HACİVAT-Kızma
Karagöz’üm hemen, hoşgörülü ol biraz.
KARAGÖZ-Sen de
kızdırma adam gibi konuş. Ben kızarım
HACİVAT-Efendim ben
günaydın demişsem, sen de günaydın diyeceksin. Merhaba demişsem sen de merhaba
diyeceksin. Bu örgü kuralıdır.
KARAGÖZ-Ben görgü
kuralı bilmem. Sadece trafik kuralı bilirim.
HACİVAT-Aferin
Karagöz’üm, trafik kurallarını bilmek çok önemlidir. Trafik kurallarına uyarsak
kazaları önlemiş oluruz. Hadi bana da bu kuralları öğret Karagöz’üm!
KARAGÖZ-Tamam dinle o
zaman. Ben bu kralları babamdan öğrendim. Babam iyi şofördür.
HACİVAT-Maşallah
maşallah.
KARAGÖZ-Kural 1:
Kavşakta sağa dönerken ne verilir söyle bakalım Hacivat Çelebi.
HACİVAT-Sinyal
verilir Karagöz’üm!
KARAGÖZ- Olmaz!
Yanlış cevap! Tanıdık varsa selam verilir.
HACİVAT-Olur mu
Karagöz’üm, sinyal vermeden dönersen arkadaki araç sana çarpar.
KARAGÖZ-Çarpsın da
görelim bakalım. Anasından doğduğuna pişman ederim valla!
HACİVAT-Yahu sinyal
vermezsen kural ihlali yapmış olursun.
KARAGÖZ-Babam öyle
yapardı, ben de öyle yaparım. Arkadaki araç çarparsa şoförünü indirir, bir
güzel döverim.
HACİVAT-Hiç insan
dövülür mü Karagöz’üm, kaza olmuşsa iner güzel güzel konuşur analaşırsınız.
Hasar filan varsa trafik polisi çağırır, işlem yaptırırsınız.
KARAGÖZ-Babam öyle
yapmazdı. Döver ondan sonra istediği kadar da parasını alırdı.
HACİVAT-O yanlış
efendim, neyse başka bir kural öğret bakalım.
KARAGÖZ-Kural 2:
Yokuş aşağı inerken araba peygamber vitesine takılır.
HACİVAT-O da ne yahu?
Hiç duymadım peygamber vitesini.
KARAGÖZ-Öğren o zaman
ne olduğunu.
HACİVAT-Neymiş peki?
KARAGÖZ-Yokuş aşağı
inerken vitesi boşa alacaksın demek!
HACİVAT-Şaka
yapıyorsun yine Karagöz’üm! Yokuş hangi vitesle çıkılmışsa inerken de aynı
vitesle inilir.
KARAGÖZ-Ben bilmem
babam öyle yapardı.
HACİVAT-Yahu
Karagöz’üm olmaz öyle baban yanlış yaparmış. Kaza yapılır sonra.
KARAGÖZ-Kaza
yapılmazmış, yakıt tasarrufu yapılırmış, sürat yapılırmış.
HACİVAT- Karagöz’üm
başka kural öğret bana!
KARAGÖZ-Kural 3:
Yolcu taşırken koltukların haricinde aracın aldığı kadar yolcu doldurulur.
HACİVAT-Yapma
Karagöz’üm. Balık mı bunlar? Gene şaka yapıyorsun.
KARAGÖZ-Hayır babam
öyle yapardı.
HACİVAT-Yahu ne baban
varmış, bu kuralları kendi mi çıkarmış?
KARAGÖZ-Yok bunlar
trafik kuralı hacı cavcav. Böyle yapmazsan para kazanılmazmış. Böyle daha çok
kazanılırmış.
HACİVAT-Ee başka yok
mu?
KARAGÖZ-Var var olmaz
mı?
HACİVAT-Hadi öğret
öyleyse!
KARAGÖZ-Kural 4:
Kırmızı ışık yanarken yoldan geçen araç yoksa durmaya gerek yoktur, geçilir
HACİVAT-Aman
Karagöz’üm ya araç çıkarsa. Olur mu öyle şey? Çok yanlış ve tehlikeli bir
hareket bu!
KARAGÖZ-Kırmızı rengi
biz çok severiz. Bayrağımızın rengi kırmızı, kanımızın rengi kırmızı değil mi
Hacivat Çelebi?
HACİVAT-Karagöz böyle
kural olmaz. Bu resmen vurdumduymazlıktır. Resmen cinayettir.
KARAGÖZ-Hacivat
Çelebi benim babam cesurdu, yiğitti, hiç kimseden korkmazdı. Yani senin
dediklerinden değildi
HACİVAT-Yiğit olmak
ayrı şey Karagöz’üm. Buna yiğitlik denmez. Dense dense trafik canavarı denir.
KARAGÖZ-Bana bak
Hacivat!
HACİVAT-Baktım.
KARAGÖZ-Öyle değil.
Sen benim babama hakaret edemezsin. Benim babam canavar filan değildi.
HACİVAT-Peki peki!
Sen bana kuralları öğret, ben de sana sabır ve hoşgörüyü öğreteyim. Böylece
ödeşmiş oluruz. Hakkın geçmez bana.
KARAGÖZ-Tamam. Dinle
o zaman. Kural 5: Uzun yola çıkan şoför, yol üç gün bile sürse hiç uyumadan,
dinlenmeden yoluna devam eder.
HACİVAT-Hoppala. Yahu
sinirlenmeye başlıyorum. Güya ben sana sabır ve hoşgörü öğretecektim.
KARAGÖZ-Ben
biliyorum.
HACİVAT-Neyi?
KARAGÖZ-Sabrı!
HACİVAT-Neymiş söyle
bakalım?
KARAGÖZ-Sabreden
derviş, muradına ermiş.
HACİVAT-Aferin
Karagöz’üm, o bir atasözüdür.
KARAGÖZ-Atalar ne
demiş?
HACİVAT-Ne demiş?
KARAGÖZ-Ahlakı kimden
öğrendin diye sormuşlar. Ahlaksızdan diye cevaplamış.
HACİVAT-Bulmaca
gibisin valla Karagöz’üm. Ne demek şimdi bu?
KARAGÖZ-Ben cahilim
ama arifim. Hile hurda bilmem, bildiklerimi söylerim. Sen doğrusunu anlarsın.
Yani seni kızdırmaya çalışıyorum. Sen sabrediyorsun. Yani sen trafik
kurallarını ben sabrı ve hoşgörüyü öğreniyorum.
HACİVAT-Kafamı
karıştırdın yahu! Sen bana, ben sana falan filan!
KARAGÖZ-Kural 5
neydi? Menzile varıncaya kadar üç yol sürse bile uyumayacaksın,
dinlenmeyeceksin.
HACİVAT-Yahu güldürme
insanı. Nedenmiş o?
KARAGÖZ-Türk şoförü
dinlenmez, uyumaz, yemez, içmez.
HACİVAT-Oldu olacak
bir de içsin bari!
KARAGÖZ-Acele etme
yahu, o da var.
HACİVAT-Ne var?
KARAGÖZ-Kural 6:
İçkili iken bile şoförler trafiğe çıkılabilir. Eskiden promil ölçümü mü vardı?
HACİVAT-Allah Allah!
Allah Allah!
KARAGÖZ-Sabır hacı
cavcav sabır. Hoşgörülü olacaksın. Burası Türkiye her şey olabilir. Ayı
çıkabilir, geyik çıkabilir.
HACİVAT-Yahu ben
hoşgörüyü başka şeydir diye düşünüyordum.
KARAGÖZ-Nasıl
düşünüyordun?
HACİVAT-Mesela şöyle
olabilir. Hoşgörü, sağlıklı insan
davranışıdır. Mesela hoşgörü, sağlıklı insan hayatının, özüdür, olabilir.
Mesela, beşeri münasebetlerin temelidir de diyebiliriz.
KARAGÖZ-Ben de
bunları söylüyorum ya Hacivat Çelebi.
HACİVAT-Yahu sen beni
sinir ediyorsun. Trafik kuralları diye babanın kurallarını öğretiyorsun
KARAGÖZ-Yalan mı
yani? Bu kuralları her gün yaşamıyor muyuz Türkiye’de?
HACİVAT-Yaşıyoruz
yaşamasına da valla sen de öyle güzel anlatıyorsun ki gören duyan da gerçek
sanacak.
KARAGÖZ-Hacivat
Çelebi ben trafik kurallarını babamdan öğrendim.
HACİVAT-Böyle mi
öğrendin? O halde sen de bir trafik canavarısın!
KARAGÖZ-Hayır trafik
canavarı değilim. Bizzat kurallara harfiyen uyarım.
HACİVAT-Eğer senin
bildiğin kurallar buysa yandı bu memleket! Valla şöyle bağırasım geliyor. Yol
verin trafik canavarı Karagöz geliyor. Yol verin trafik canavarı Karagöz
geliyor.
KARAGÖZ-Yok yok o
kadar da değil. Ben iyi şoförüm.
HACİVAT-Yahu nasıl iyi
şoförsün? Sana araç kullanırken hiç trafik polisi filan rast gelmiyor mu?
KARAGÖZ-Geliyor!
HACİVAT-Peki ceza
filan yazmıyor mu?
KARAGÖZ-Hayır bizzat
teşekkür ediyor. Aferin kemerini takmışsın diyor. Evraklarının hepsi tamam
diyor.
HACİVAT-Yahu
Karagöz’üm madem öyle kurallara uyuyorsun da deminden beri söylediğin
saçmalıklar neydi?
KARAGÖZ-Aslında o
saçmalıklar yapmamamız gereken hareketler Hacivat Çelebi. Ben şoförlüğü
babamdan öğrendim.
HACİVAT-Nasıl yani?
KARAGÖZ-Yani babamın
yaptığı yanlışları yapmadığın zaman, doğru olan trafik kurallarına uymuş
oluyorsun.
HACİVAT-Yahu şunu
baştan söyleseydin ya!
KARAGÖZ-Söyleseydim
sen bana sabrı ve hoşgörüyü öğretemezdin. Ben sana şaka yaptım. Yani sen benim
saçmalıklarıma sabır gösterdin. Böylece hoşgörüyü yaşayarak anlattın.
Evet, sevgili izleyiciler. Sürçülisan
ettikse af ola. Bizimki latifeydi. Siz
siz olun sakın ister yaya olun, ister şoför olun trafik kurallarına uymamazlık
yapmayın.. Hep sabırlı ve hoşgörülü olun. Tertemiz pırıl pırıl, pırlanta
çocuklar olun. Bir başka oyunda
buluşuncaya dek bol bol kitap okuyun. Hoşça kalın, dostça kalın.